[ti]kraliçe[/ti]Maggy’nin Cersei Kehaneti "Diğer Kraliçe Kim?"
Oct 5, 2022 18:13:56 GMT
A Man Without Honor likes this
Post by YeniAy_Ottoman on Oct 5, 2022 18:13:56 GMT
(İlgili videomun metin halidir ve ikiye bölünmüştür. İlk bölümü okumadıysanız: Valonqar)
Şimdi gelelim Cersei’nin kraliçesine...
Valonqar konusunda çoğu okuyucu Jaime üzerinde mutabık kalsa da kraliçe meselesinde bu pek mümkün olmuyor. Birçok kraliçe adayı öne sürülüyor ama ben, aklıma gelenleri ele alacağım ve en sona da kendi adayımı ekleyeceğim.
Kehanete göre “daha genç ve daha güzel bir kraliçe gelecek ve Cersei’nin elindeki değer verdiği her şeyi alacak ve onu alaşağı edecek.”
Değer verilen her şeyi elinden almak ve alaşağı etmek kelimeleri dikkate değer... Alaşağı etmek, mevcut konumundan kişiyi mahrum bırakmak, uzaklaştırmak demektir. İngilizcesinde “cast down” deniyor, hem alaşağı manasına gelebiliyor hem de ruhsal anlamda da ruh durumunu bozmak, moralini bozmak/düşürmek, hayal kırıklığına uğratmak gibi manalarda kullanılabiliyor cümlesine göre.
Yani bu kraliçe; Cersei’yi maddi- manevi alaşağı edecek, diyebiliriz. Elbette kehanette bu kişinin çocukların tamamı ölmeden önce mi yoksa sonrasında mı geleceği ile ilgili bir bilgi yok, soruların sorulma sırasına bakarsak çocuklar sorusundan önce sorulmuştu. Netice itibari ile “zaman” muamma ama en geç çocuklar öldüğü sırada gelmesi gerekir çünkü Cersei’nin mevcut konumu “çocuklarından” geliyor, onlar ölünce zaten her şeyini kaybetmiş olacaktır ki bu da bizi aslında sorguladığım bir noktaya çekiyor.
Cersei’nin değer verdiği şeyler nelerdir? Çocukları, güzelliği, ailesinin gücü ve en önemlisi tacı... kraliçelikten gelen gücü. Bir de Jaime.
Serçeparmak’ın değişine göre hükmetme gücü çocukları sayesinde, serveti falan ailesine ait ve sadece güzelliği gerçekten Cersei’ye ait ve o da yakında onu terk edecek. Gördük ki 5. kitaptaki nedamet yürüyüşünde güzelliği-gençliği onu terk etmeye başlamış ama bakın, tamamen terk etmedi. Cersei hala güzel ve çekici bir kadın ama artık o da yaşlanıyor. Çocuklar bir bir ölüyor, güzelliği zaman öldürüyor... aile serveti vs. muhtemelen Jaime veya Tyrion tarafından bir şekilde elinden alınacak ki bence bu kişi Tyrion... çocuklar ölünce kraliçelik gücü de ortadan kalkıyor. Jaime ile olan ilişkisini de kendisi bozdu, kendi elleriyle kaybetti. Eeee bu kraliçe, Cersei’den neyini alacak? Ne kaldı geriye? Siz bunu düşünedurun, ben kraliçe adaylarına geçeyim.
Dişi valonqar meselesini anlatırken bahsettiğim “ironi” ve “karakterler arası hikaye dinamiği” kısmını aklınıza tutun lütfen, burada da göz önüne almamız gereken bir şey çünkü... hikayenin kalanında olduğu gibi.
İlk aday olarak Margaery’den bahsedelim. Cersei’nin de kendi adayı buydu. İki karakter arasındaki gerginlik ortada ve bana göre Serçeparmak’ın bahsettiği “üç kraliçenin savaşı”nın iki kraliçesi Cersei-Margaery ve üçüncüsü de manevi olarak kraliçe olarak bahsedilen Olenna Tyrell. İnsanlar böyle unvanlardan bahsedildiğinde kehanet vb. şeylerde hep birebir resmi olarak bu unvana sahip kişiler arıyor gözler; öyle olmak zorunda değil. Nymeria resmi olarak bir prensestir ama tarihte ve Diyar’da onu kraliçe Nymeria olarak anarlar. Olenna Tyrell de bir leydidir ama vakti zamanında bir Targaryen prens ile nişanlanmış ve kraliçe olma ihtimali olmuş bu kadının, Dikenler Kraliçesi olarak anıldığı ve tanındığı da bir gerçektir. Val’in prenseslikle alakasız yoktur ama zırt pırt Yabanıl Prenses olarak anılır. Bu yüzden kraliçe ararken resmi unvanı kraliçe olacak birini aramak zorunda olmadığımızı unutmayın...
Bu üç kraliçe de Tommen üstünden “iktidar” olma savaşı veriyor ve Cersei, gelininin oğlu üstündeki etkisinden rahatsız olup endişe ederek gücünü elinden alacağından kaygılanıyor ama açıkçası onun kendisinden daha güzel olduğunu düşünmüyor. Burada “güzellik” meselesine de değinmek gerekiyor. Unutmamak lazım ki güzellik gerçekten de çok göreceli bir kavram ve bilhassa serideki karakterlere bakarsak herkes için “en güzel kişi” farklı kişiler. Robert ve Rhaegar için Lyanna; Kevan ve Jaime için Cersei; Selmy için Ashara; hiç görmemiş olsa bile Euron ve Victarion için Daenerys... Bu böyle gider. Misal Jon, Cersei’nin güzelliğini duymuş ve gördüğünde bu güzelliğini kabul etmiştir ama hiçbir yerde Jon için “muazzam güzellikte bir kadın, gördüğüm en güzel kadın” tarzı bir yorum görmedik. Bu sebeple bazı okuyucular genelde “karakter algısı” üstünden gidilmesi gerektiğini de düşünüyor ve Cersei için ondan daha güzel kim olabilir? Gibisinden sorular da sorulabiliyor yahut işte Cersei artık yaşlandı, sarkıyor orası burası, güzelliğini de kaybetti-kaybediyor; bu saatten sonra herkes Cersei’den daha güzeldir ve aşikar ki daha gençtir yorumunu yapıyor.
Hepsi makul ve kabul edilebilir yorum gibi geliyor.
Cersei için gelini kendisinden gençtir ama daha güzel değildir. Yine de burnunun dibindeki tehlike o ve yapması gereken de onu yok etmek. Bununla beraber yüksekle ihtimal kendisi bir ringa balığı çünkü yazar tarafından gözümüze sokulan kişi Margaery ve karakterlerin ilk yorumlamalarının yanlışlığını tekrar hatırlatmama müsaade edin.
Yine de Marg bir şekilde Tommen üstündeki etkisini kullanarak gerçekten de Cersei’yi alaşağı edebilecek imkana sahip biri ama yüksekle ihtimal bunu yapamayacak, fırsat bulamayacak çünkü hem şu zina suçlamaları hem de Tommen’ın 6. kitapta öleceği gerçeği göz önüne alındığında, kehanet istese bile gerçeğe dönüşemeyecek Margaery üstünden hatta belki kendisi dahi ölebilir, belli mi olur.
Arya ve Sansa Stark.
Stark kız kardeşler, muhtemelen Cersei’nin en uyuz olduğu kişilerden ikisi çünkü ikisi de Ned Stark’ın kızlarıdır ve Cersei gözünde birer tehdit olarak kabul edileceği aşikar. Unutmayın ki bu kadın, sırf Ned’in oğlu diye piç olmasına rağmen tehdit olacağını farz ederek Jon’u öldürmek için plan yapmıştır.
Dişi Valonqar meselesinde bahsettiğim Arya-Cersei arasındaki husumet ortada; Cersei’nin prense olan aşkı ve Lyanna’nın Rhaegar’ın kalbini alan kişi olduğu düşünülürse; Arya’nın halası Lyanna ile olan maddi-manevi olan benzerliği Cersei için ironik bir ortam oluşturabilir. Hele ki Jon’un prensin oğlu olması ve Jon-Arya aşkı kuramları da gerçeğe dönüşürse tadından yenmez. Elbette Cersei’nin Jon’a karşı olası hiçbir duysal hissi olmayacağı için bu kısım önemsiz kaçacaktır ama Arya’ya bakan Lyanna’yı gördüğü için Cersei, kaybettiği prensi ve onu elinden alanı hatırlaması mümkün olacağı için ironiyi korumaya devam eder. Elbette “kraliçe” meselesi burada sorgu sual oluyor. Kuram içinde kuram kuruyoruz bu saatten sonra, Dany ve Margaery dışındaki tüm adaylar için böyle yapacağız zaten, bir tanesi hariç gerçi... neyse; Jon-Arya kuramının gerçekleşmesi halinde Arya, Jon’un kraliçesi olur ama ben şahsen böyle bir şey olacak ise bunun ancak hikaye sonunda olacağını düşündüğümden öncesinde gerçekleşme ihtimalini asla görmüyorum. O zaman bir diğer ihtimal Olenna Tyrell gibi “manevi” olarak kraliçe olarak anılmaya başlaması mümkün olabilir. Nasıl? Nymeria ismini kurduna vermesi ve onun kim olduğunu unutmamak gerekir; Ulukurtlar hakkında yaptığım videoyu hatırlayın. Arya da sık sık kuzeyin kızı ve dişi kurt; kurt bakışlı olarak anılıyor ve benim beklediğim kışyarı savaşında göstereceği kahramanlıklar sonucunda kuzeyliler tarafından kurt kraliçe diye anılmaya başlanabilir; Nymeria’nın sürüsüyle beraber savaşa katılması beklenen şeylerden biri ve onların bu savaşa tek başlarına katılması mantıklı değil.
Geriye bir “güzellik” kısmı kaldı. Lyanna’nın çok güzel olduğu söylenir, Arya’nın halasına benzediği ve git gide güzelleştiği meselesi Siyah Kuğu videomda anlatıldı. Bununla beraber Cersei’nin güneş; Lyanna’nın meşale ışığı olarak Kevan tarafından betimlendiğini biliyoruz. Neticede Cersei’nin yaşlanması veya güzelliğin göreceli olması noktasından olayı ele alabiliriz. Arya, Cersei’nin değer verdiği neyi alabilir? Çocuklarını öldürebilir mantıken ama Arya, masum kişileri öldüren biri değil. Jaime’yi öldürebilir ama onu duasına hiç eklemedi (belki yazar, bu sebeple ekletmemiştir, Arya’yı peşine düşürürse sıkıntı olacaktır Jaime açısından) ve Cersei, zaten Jaime’yi kaybetti bile, daha önce söylemiştim.
Sansa zaten genç ve onun da güzellik kısmını karşılayabilecek biri olduğunu biliyoruz, zaten Sansa, kardeşinden daha güzel biridir ve sık sık güzel olduğu vurgusu yapılır ama Cersei’den daha güzel olup olmadığı okuyucular arasında tartışılan bir konudur ama “güzellik görecilidir” deyip işin içinden çıkıyorum çünkü başka türlü kesin sonuca varmak güç. Her şekilde güzellik-gençlik kısmını Sansa da karşılıyor ve ironi kısmını da karşılıyor hatta ironi kısmını belki Arya’dan daha iyi karşılıyor diyebiliriz çünkü Cersei ile en çok vakit geçiren kişi Sansa ve Cersei tarafından sürekli hor görüldü, aşağılandı ve aptal kabul edildi ve Joffrey için onu da suçluyor Cersei, ölmesini istiyor. Bu sebeple elinden her şeyi alan kraliçe, Sansa olsa Arya’dan daha ironik kaçardı.
Bununla beraber kraliçelik meselesi yaş bir mesele... Sansa’nın zaten evli olması bir yana, onunla evlenip onu kraliçe yapacak biri yok. Aegon’a genelde Arianne yamanıyor ki adaylarımızdan biri kendisi... Arianne olmasa bile Sansa evliyken evlenme şansı yok, demiştim. Jonsa meselesi de var ama onun olma ihtimali yok, hiç yok yani; argümanların yarısı uydurma ve zorlama şeylerden oluşurken diğer yarısı Jonarya argümanların çalınıyor... Farz edelim ki ihtimal var, Arya için söylediğim şey onun için de geçerli. Bunun dışında Arya gibi kurt kraliçe vb. şekilde anılma şansını da görmüyorum ama yine de... Vadi’deki turnuvada şampiyon olan kişi onu güzellik ve aşk kraliçesi ilan ederse olabilir belki bir ihtimal ama etrafta turnuvalarda aşk-güzellik kraliçesi ilan edilen insanlar var, bakınız Jorah’ın karısı ama yine de kehanet sonuçta, beklenmedik şekillerde gerçekleşir... belki bu yönden kotarabiliriz bu kraliçe meselesini... aşk-güzellik kraliçesi uygun kaçardı Sansa için, yakışır. Arya için sorduğumuz soru Sansa için de geçerli elbette; neyini alacak Cersei’nin? Hiçbir şeyini. Bir yorum olarak Jaime’nin Sansa’yı bulup ailesine teslim etme arzusundan kaynaklı olarak onu Cersei’ye karşı koruma meselesini “kaybettirme” gibi gören var ama daha önce de birkaç kere dediğim gibi Jaime çoktan kaybedilmiş bir vaka Cersei için; onu öldürmeyi hayal etmiş, yardım çağrısı karşısında “ne halin varsa gör” diyerek sırtını dönüp kendi yoluna giden bir Jaime’den bahsediyoruz.
Bir diğer adayımız Arianne... Doran’ın en büyük çocuğu ve Dorne’un varisi... bir sonraki hükümdar prenses... Onun Aegon ile evlenerek kraliçe olacağı ve Cersei’nin kraliçesi olacağı yorumu var. Öncelikle bahsetmeyi unuttuğum şeye değineyim; kehanette geçen kraliçenin “yancı” olduğunu da düşünmüyorum. Yani aslında birilerin karısı olarak “kraliçe” olacaklarına dahi şüphelerim var. Elbette yancı kraliçe olarak da ortaya çıkabilir bu kraliçe, önünü tamamen tıkayan bir şey yok ama Cersei’nin değer verdiği şeyi elinden alacak gücü ve konumu olan; bu konuda eyleme geçen, kendi eliyle bunu yapacak bir kraliçeden bahsediyoruz. Yancı olan bir kraliçenin bu konum ve güçte olabileceğini düşünmüyorum; herkes Visenya ve kız kardeşi gibi değil neticede. Yahut bir Alysanne gibi değil. Elbette Arianne’nin hükümdar olarak yetiştirildiği de aşikar, bu sebeple bu bahsettiğim kişilerin kalifiyesinde olması beklenir ama ne yalan söyleyim, sevenleri kusurma bakmasın ama ben onda o ışığı pek göremedim, severim kendisini ama babasının kızı olmaktan uzak, tek gücü kadınlığı... Ne babası gibi zeka kokuyor ne atası Nymeria gibi ordulara liderlik edecek havaya sahip ne de kum yılanları gibi eli silah tutuyor. Hakkıyla yetiştirilmiş biri değil. Bu sebeple tek becerisi ve gücü kadınlığı ve hasbelkader Dorne’da ilk çocuk olarak doğmuş birinin Cersei’nin elinden ne alabileceğini düşünüyorum. Çocuklarını öldürecek kadar gaddar değil, Cersei’nin yüzüne kezzap mı atacak da güzelliğini elinden alacak? Hanesini başına mı geçirecek de aile serveti-gücünden mahrum olacak?
Bu sebeple Arianne de kehanetteki kraliçeyi karşılayabilecek bir aday değil. Daha genç olması yanında Cersei’den güzel olduğunu da düşünmüyorum, güzel bir kız ama onunla hatta Daenerys ile yarışacak kadar güzel olduğuna dair bir anlatım yok ama zaten biz bu “güzellik” meselesini aşmıştık değil mi? Yani çok rahat şekilde başka şekillerde bu kısım kolayca karşılanabiliyor. Bu sebeple çok da takılmamak gerek bu kısma adaylarımızda.
Geldik en güçlü aday olan Daenerys’e. Hem kraliçe hem (haneye) husumeti var hem de Cersei kadar hatta belki de ondan daha güzel ve genç. Yani bu kıstasları zorlanmadan, sağa sola yormak zorunda kalmadan kolayca karşılayabiliyoruz. Dany’nin bir noktadan sonra daha karanlık bir kişiliğe ve acımasız eylemlere imza atacak birine dönüşeceğinden artık neredeyse eminiz. Dany geldiği zaman tahtta Myrcella olacaktır ve onun yaşı zaten sanırım şu an 10 olması lazım, taş çatlasın 11 yaşında olur son kitapta. Çocukları ölürse de Cersei zaten gücünü de kaybedecektir. Dany Astapor’da 12 yaş ve üstü herkesin öldürülmesi emrini vermişti, 1- 2 yaş eksik fazla fark etmez herhalde onun için, özellikle de tahtında oturuyorsa. Yine de %100 emin olamam elbette, öldürme gereği duymadan kovalayarak da ele geçirebilir Demir Tahtı neticede, yani Dany’nin onu öldürmesi bence gerekmiyor. Zaten Kızıl Kale’ye girecek pozisyona geldiyse şehri ele geçirmiştir. Şehri ele geçirmişse Cersei’nin hükümdarlığı gene son buluyor.
Bununla beraber çok ironi barındırmıyor, yüksek bir tatmin seviyesinden uzak; Arya-Sansa meselesi gibi bir dinamik ortaya çıkmıyor. Dany’nin husumeti Cersei’ye değil hanenin kendisine.... muhtemelen kehaneti okur okumaz insanların aklına ilk gelecek kişi de Dany. Benim öyle oldu, çevremdekiler de ilk aşama Dany demişti çoğu. Hiçbir şaşırtma hamlesi barındırmayan, kolayca yorumlanmış bir kehanet çıkıyor karşımıza. Martin “beklenmedik şekillerde” derken bunu düşünerek kehaneti yazmış olmalı diye düşünürsek başka bir adaydan bahsetmek istiyorum.
İlk okuduğumda önem vermediğim ama arkadaşım Merve ile sohbet ederken garip bir şekilde olasılıkları vs. sıralarken kendi kendimizi ikna etmeyi başardığımız bir karakter, neredeyse hiç sıralamaya alınmayan, çok ender dile getirilen biri: Myrcella.
Kraliçe maddesine geçtiğimde bir sorgulama yapmıştım; Cersei’nin değer verdiği şeyler ve onları zaten kaybettiği ile ilgili; çocukları bir şekilde sağdan soldan gelen düşmanlarla öldürülüyor; güzelliği zaman tarafından öldürülüyor; hanesinden gelen servetinin gücü muhtemelen Tyrion tarafından alınacak ve Jaime’yi kendi eliyle kaybetti. Cersei’nin çocukları sonrası gerçek anlamda en çok değer verdiği şey ise aslında “tacı...” kraliçelik makamı ile yönetmesi. Dışarıdan gelecek bir kraliçe sadece Cersei’nin tacını elinden alabilir ama bunu da ya çocuklarını öldürerek ya da şehri kendi elleriyle ele geçirerek yapabilir, yani demir tahtı alarak... Şehri ele geçirebilecek tek güçlü kraliçe adayımız Daenerys ama onun ironi barındırmaması gibi bir gerçekten bahsetmiştik. Myrcella ise hem kehanetteki tüm kıstasları karşılıyor kolayca hem de ironi barındırıyor.
Öncelikle size Martin’in şablonlarından bahsetmişim; işte misal karakterler başka karakterler hakkında sık sık dolaylı etkileşime giriyor ise sonunda karşılaşıyorlar; Jaime’nin Sancaksızlarla karşılaşmak zorunda kalacağı gibi hatta Nymeria ve sürüsü ile karşılaşacağını ön görmem gibi. Arya’nın gene dolaylı yoldan sürekli onlar hakkında duyumlar alması ve sonunda onlarla karşılaşması gibi. Tekrar eden cümlelerin gerçekleşmesi gibi gibi... Bunlar hep Çehov’un duvardaki silahı olarak önümüze seriliyor. Myrcella’nın kraliçe yapılıp Cersei’ye karşı kullanması meselesi 3. kitapta Oberyn geldiğinden beri devamlı olarak işlenen bir konu; Oberyn, onun kızlarından bazısı, Arianne ve 5. kitapta Tyrion bile bunu düşünmeye devam ediyor. Nitekim başarısız bir girişim dahi olmuştu. Bu kadar sık tekrar eden bir meselenin uygulama geçilmemesi düşünülemez. Çehov’un silahı patlamak zorunda.
Zaten kehanette Myrcella’nın kraliçe olacağı ve o şekilde öleceğini biliyoruz ve dahası Martin, 5 yıllık atlamada onu kraliçe olarak tahta oturtmuş bir şekilde 4. kitabı yazıyordu. Yani onun tahta geçeceği devlet sırrı değil, bilinen ve onaylanmış bir şey. Peki nasıl tahta geçer? Bunun sebebinin Tyene Sand ve Nymeria Sand olacağını düşünüyorum. Tyene, Arianne gibi Myrcella’yı kraliçe yapıp ailesine karşı kullanılması gerektiğini düşünüyordu; Nymeria ise tüm Lannisterlara suikast düzenlemeyi düşünüyor hatta bunlardan biri de Tommen idi, bunun için Tyene’den yardım dahi ister. Neticede günün sonunda Doran Martell, Tommen dahil her Lannister’a suikast düzenlemek isteyen ve Myrcella’yı tahta geçirmek isteyen iki kum yılanını, Kral Topraklarına gönderiyor, tebrikler Doran, 100 numara seçim yapmışsın. Gerçi Doran’ın kendi tertipleri entrikaları da var ama onlar ne, şu an bilmiyoruz ama bu ikisi kafa kafaya verip, Tommen’ı zehirleyip (muhtemelen kedilerle alakalı bir şey, bununla ilgili işaret vardı), ablasının tahta geçmesini sağlayacaklar. Zaten Myrcella bir de Doran’ın oğluyla nişanlı. İki kadın da bir çocuğu öldürmeye teşebbüs edece kadar gaddar, evet... zaten biri bunu talep etti, Tyene ise ayrı mesele. Doran, eline dokunduktan sonra onu zehirlemiş olmasından endişe edip üstadı ile elinde çizik var mı yok mu diye bakıyordu... Amcası yeğeninin kendisini zehirleme cevherini görüyorsa bırakalım da babasının intikamını almak için düşmanın tohumu gördüğü Tommen’ı öldürme cevheri de olsun.
İşte bütün olay bundan sonra oluyor. Myrcella, ne Joffrey ne de bir Tommen. Eğer hatırlarsanız Tommen “ben kralım, istediğimi yaparım, sen bana uyacaksın” tarzından laflar ettiğinde annesine, Cersei bu lafa çıldırıyordu ve oğlunu cezalandırıyordu, dahası onun kafasına girenin Margaery olduğunu da biliyordu. Cersei, bunca şeye; Robert’a Tyrion’a vs. bu hükmetme gücünü elde etmek için katlandığından bahsediyordu. Yani kraliçe olarak hüküm sürmek, Cersei’nin hayat gayesi ve çocuklarından sonra en çok değer verdiği tek şey, gerisi yalan dolan. Öyle ki “ben bekledim, Tommen da beklesin” diyerek hükmediyordu. Kum Yılanları ve Doran’ın kızın üstünde Myrcella’nın nişanlısı Trysten üstünden bir etki sahibi olabilir. Zaten taç giydirme girişimi ile ilgili şimdiden yalan söyleyerek Martellerin lehine hareket etti bile. Cersei bir plan ile oğlanı şehre çağırmış ve yolda onu öldürtmek istemiştir çünkü aslında nişan, westeros’ta ha deyince bozulabilecek bir şey değildir, bu sebeple de Cersei ancak bu şekilde oğlandan kurtulmak istiyordu.
Neticede bu ikisinin evlenmesi beklenir, hele ki kraliçe olarak tahta çıkacaksa ki iki çocuk da birbirine düşkün, memnunlar birbirlerinden yani. Martin, 6. kitapta düğün olacağından da bahsediyordu... düğünlerden biri bu olabilir. Yani Doran bir taşla iki kuş vurmuş olur; gelini yahut müstakbel gelini kraliçe olacak, oğlu da yancı kral olacak ve Marteller hüküm sürmeye başlayacak; ibre, Tyrellerden Martellere döner o zaman. Martellerin Dönüşü gibi bir şey olur yani, Elia’dan sonra malum.
Myrcella’nın annesi kadar güzel olduğu da söyleniyor. Daha genç olduğu da aşikar. Myrcella’nın annesinin etkisiyle hareket etmeyip, irade göstereceği ortada ki kızın zeki olduğundan bahsediliyor hatta onu korumakla yükümlü Arys Oakheart kız için şunları söylüyor: İşin aslı, Prenses Myrcella kardeşinden daha cesurdu, daha zeki ve daha özgüvenliydi. Onun zekâsı daha tez, görgüsü daha perdahlıydı. Onu hiçbir şey yıldıramazdı, Joffrey bile.
Doran’ın Tywin’in değer verdiği şeyleri elinden almak istemesi ama Tywin öldüğüne göre Cersei’nin elinden Myrcella’yı kullanarak değer verdiği şeyleri elinden alması, hikaye dinamiği açısından da uygun kaçıyor. O da güç... Cersei hükmetme gücü uğruna sıklıkla Tommen’ı yıldıran, baskılayan ve istediği şekilde sağa sola yönlendiren eylemlere imza atıyor ama Myrcella’ya bunu yapamayacaktır. Bundan sonra da Cersei, yavaş yavaş kızı tarafından alaşağı edilmeye başlayacak... Cersei tekrar eskisi gibi müdahil olmaya ve kızına hükmetmeye çalışacak ama yeni kraliçe, vekil kraliçeye itaat etmediği gibi bu davranışlarından rahatsız olup, onun tırnaklarını yavaşça içeri sokmasını sağlamak ve üstünde tahakküm kurmaya çalışmasına engel olmak adına Cersei’nin konumunu sarsmak ve gücünü elinden almak için bir dizi eyleme imza atacaktır.
Aslında aklıma 12. yüzyıldaki Kudüs’teki Latin dönemi geliyor; orada da Kraliçe Melisande, çocuk yaştaki kral oğlu ile hükmediyordu ama zamanla çocuk, annesi ile çatışmaya başladı ve iş, savaşa kadar girdi. Oğlan sonunda annesini bir yere sürgün etti diye hatırlıyorum. Haçlı dönemi, Martin’in bildiği tarihi alanlardan biri diye biliyorum, bu sebeple bu hikayeyi bildiğini düşünüyorum, haliyle belki bu anne-oğuldan esinlenilmiş bir hikaye görebiliriz bile. Elbette iş, birebir ordu kapıştırmaya gitmez herhalde diye düşünüyorum çünkü Cersei, çocuklarına da çok düşkün ama neticede anne-kız arasındaki çatışma ve güç savaşı, Cersei’nin canını iyi yakacak ve onun hükmünü sonlandırıp, gücünü elinden alacaktır.
Elbette bunlar tamamen birer düşünceden ibaret... Neyin ne olduğunu, her zaman ki gibi okuyana kadar öğrenmek pek mümkün değil. Lakin Dorne etkisi sıklıkla göz ardı edilen bir meseledir bu Kral Toprakları olaylarında... daha fazla dikkat etmek gerekir.
Genel olarak özetlersek; valonqar için adaylarım sırasıyla Jaime ve Jon iken kraliçe için adayım da sırasıyla Myrcella ve Daenerys.
Dinlediğiniz için teşekkür ederim, inşallah beğenmişsinizdir. Fikirlerinizi yorum olarak yazmayı ve beğendi tuşuna basmayı unutmayın. Bir sonraki videoda görüşmek dileğiyle Allah’a emanet olun.
(Video olarak dinlemek isterseniz.)
Şimdi gelelim Cersei’nin kraliçesine...
Valonqar konusunda çoğu okuyucu Jaime üzerinde mutabık kalsa da kraliçe meselesinde bu pek mümkün olmuyor. Birçok kraliçe adayı öne sürülüyor ama ben, aklıma gelenleri ele alacağım ve en sona da kendi adayımı ekleyeceğim.
Kehanete göre “daha genç ve daha güzel bir kraliçe gelecek ve Cersei’nin elindeki değer verdiği her şeyi alacak ve onu alaşağı edecek.”
Değer verilen her şeyi elinden almak ve alaşağı etmek kelimeleri dikkate değer... Alaşağı etmek, mevcut konumundan kişiyi mahrum bırakmak, uzaklaştırmak demektir. İngilizcesinde “cast down” deniyor, hem alaşağı manasına gelebiliyor hem de ruhsal anlamda da ruh durumunu bozmak, moralini bozmak/düşürmek, hayal kırıklığına uğratmak gibi manalarda kullanılabiliyor cümlesine göre.
Yani bu kraliçe; Cersei’yi maddi- manevi alaşağı edecek, diyebiliriz. Elbette kehanette bu kişinin çocukların tamamı ölmeden önce mi yoksa sonrasında mı geleceği ile ilgili bir bilgi yok, soruların sorulma sırasına bakarsak çocuklar sorusundan önce sorulmuştu. Netice itibari ile “zaman” muamma ama en geç çocuklar öldüğü sırada gelmesi gerekir çünkü Cersei’nin mevcut konumu “çocuklarından” geliyor, onlar ölünce zaten her şeyini kaybetmiş olacaktır ki bu da bizi aslında sorguladığım bir noktaya çekiyor.
Cersei’nin değer verdiği şeyler nelerdir? Çocukları, güzelliği, ailesinin gücü ve en önemlisi tacı... kraliçelikten gelen gücü. Bir de Jaime.
Serçeparmak’ın değişine göre hükmetme gücü çocukları sayesinde, serveti falan ailesine ait ve sadece güzelliği gerçekten Cersei’ye ait ve o da yakında onu terk edecek. Gördük ki 5. kitaptaki nedamet yürüyüşünde güzelliği-gençliği onu terk etmeye başlamış ama bakın, tamamen terk etmedi. Cersei hala güzel ve çekici bir kadın ama artık o da yaşlanıyor. Çocuklar bir bir ölüyor, güzelliği zaman öldürüyor... aile serveti vs. muhtemelen Jaime veya Tyrion tarafından bir şekilde elinden alınacak ki bence bu kişi Tyrion... çocuklar ölünce kraliçelik gücü de ortadan kalkıyor. Jaime ile olan ilişkisini de kendisi bozdu, kendi elleriyle kaybetti. Eeee bu kraliçe, Cersei’den neyini alacak? Ne kaldı geriye? Siz bunu düşünedurun, ben kraliçe adaylarına geçeyim.
Dişi valonqar meselesini anlatırken bahsettiğim “ironi” ve “karakterler arası hikaye dinamiği” kısmını aklınıza tutun lütfen, burada da göz önüne almamız gereken bir şey çünkü... hikayenin kalanında olduğu gibi.
İlk aday olarak Margaery’den bahsedelim. Cersei’nin de kendi adayı buydu. İki karakter arasındaki gerginlik ortada ve bana göre Serçeparmak’ın bahsettiği “üç kraliçenin savaşı”nın iki kraliçesi Cersei-Margaery ve üçüncüsü de manevi olarak kraliçe olarak bahsedilen Olenna Tyrell. İnsanlar böyle unvanlardan bahsedildiğinde kehanet vb. şeylerde hep birebir resmi olarak bu unvana sahip kişiler arıyor gözler; öyle olmak zorunda değil. Nymeria resmi olarak bir prensestir ama tarihte ve Diyar’da onu kraliçe Nymeria olarak anarlar. Olenna Tyrell de bir leydidir ama vakti zamanında bir Targaryen prens ile nişanlanmış ve kraliçe olma ihtimali olmuş bu kadının, Dikenler Kraliçesi olarak anıldığı ve tanındığı da bir gerçektir. Val’in prenseslikle alakasız yoktur ama zırt pırt Yabanıl Prenses olarak anılır. Bu yüzden kraliçe ararken resmi unvanı kraliçe olacak birini aramak zorunda olmadığımızı unutmayın...
Bu üç kraliçe de Tommen üstünden “iktidar” olma savaşı veriyor ve Cersei, gelininin oğlu üstündeki etkisinden rahatsız olup endişe ederek gücünü elinden alacağından kaygılanıyor ama açıkçası onun kendisinden daha güzel olduğunu düşünmüyor. Burada “güzellik” meselesine de değinmek gerekiyor. Unutmamak lazım ki güzellik gerçekten de çok göreceli bir kavram ve bilhassa serideki karakterlere bakarsak herkes için “en güzel kişi” farklı kişiler. Robert ve Rhaegar için Lyanna; Kevan ve Jaime için Cersei; Selmy için Ashara; hiç görmemiş olsa bile Euron ve Victarion için Daenerys... Bu böyle gider. Misal Jon, Cersei’nin güzelliğini duymuş ve gördüğünde bu güzelliğini kabul etmiştir ama hiçbir yerde Jon için “muazzam güzellikte bir kadın, gördüğüm en güzel kadın” tarzı bir yorum görmedik. Bu sebeple bazı okuyucular genelde “karakter algısı” üstünden gidilmesi gerektiğini de düşünüyor ve Cersei için ondan daha güzel kim olabilir? Gibisinden sorular da sorulabiliyor yahut işte Cersei artık yaşlandı, sarkıyor orası burası, güzelliğini de kaybetti-kaybediyor; bu saatten sonra herkes Cersei’den daha güzeldir ve aşikar ki daha gençtir yorumunu yapıyor.
Hepsi makul ve kabul edilebilir yorum gibi geliyor.
Cersei için gelini kendisinden gençtir ama daha güzel değildir. Yine de burnunun dibindeki tehlike o ve yapması gereken de onu yok etmek. Bununla beraber yüksekle ihtimal kendisi bir ringa balığı çünkü yazar tarafından gözümüze sokulan kişi Margaery ve karakterlerin ilk yorumlamalarının yanlışlığını tekrar hatırlatmama müsaade edin.
Yine de Marg bir şekilde Tommen üstündeki etkisini kullanarak gerçekten de Cersei’yi alaşağı edebilecek imkana sahip biri ama yüksekle ihtimal bunu yapamayacak, fırsat bulamayacak çünkü hem şu zina suçlamaları hem de Tommen’ın 6. kitapta öleceği gerçeği göz önüne alındığında, kehanet istese bile gerçeğe dönüşemeyecek Margaery üstünden hatta belki kendisi dahi ölebilir, belli mi olur.
Arya ve Sansa Stark.
Stark kız kardeşler, muhtemelen Cersei’nin en uyuz olduğu kişilerden ikisi çünkü ikisi de Ned Stark’ın kızlarıdır ve Cersei gözünde birer tehdit olarak kabul edileceği aşikar. Unutmayın ki bu kadın, sırf Ned’in oğlu diye piç olmasına rağmen tehdit olacağını farz ederek Jon’u öldürmek için plan yapmıştır.
Dişi Valonqar meselesinde bahsettiğim Arya-Cersei arasındaki husumet ortada; Cersei’nin prense olan aşkı ve Lyanna’nın Rhaegar’ın kalbini alan kişi olduğu düşünülürse; Arya’nın halası Lyanna ile olan maddi-manevi olan benzerliği Cersei için ironik bir ortam oluşturabilir. Hele ki Jon’un prensin oğlu olması ve Jon-Arya aşkı kuramları da gerçeğe dönüşürse tadından yenmez. Elbette Cersei’nin Jon’a karşı olası hiçbir duysal hissi olmayacağı için bu kısım önemsiz kaçacaktır ama Arya’ya bakan Lyanna’yı gördüğü için Cersei, kaybettiği prensi ve onu elinden alanı hatırlaması mümkün olacağı için ironiyi korumaya devam eder. Elbette “kraliçe” meselesi burada sorgu sual oluyor. Kuram içinde kuram kuruyoruz bu saatten sonra, Dany ve Margaery dışındaki tüm adaylar için böyle yapacağız zaten, bir tanesi hariç gerçi... neyse; Jon-Arya kuramının gerçekleşmesi halinde Arya, Jon’un kraliçesi olur ama ben şahsen böyle bir şey olacak ise bunun ancak hikaye sonunda olacağını düşündüğümden öncesinde gerçekleşme ihtimalini asla görmüyorum. O zaman bir diğer ihtimal Olenna Tyrell gibi “manevi” olarak kraliçe olarak anılmaya başlaması mümkün olabilir. Nasıl? Nymeria ismini kurduna vermesi ve onun kim olduğunu unutmamak gerekir; Ulukurtlar hakkında yaptığım videoyu hatırlayın. Arya da sık sık kuzeyin kızı ve dişi kurt; kurt bakışlı olarak anılıyor ve benim beklediğim kışyarı savaşında göstereceği kahramanlıklar sonucunda kuzeyliler tarafından kurt kraliçe diye anılmaya başlanabilir; Nymeria’nın sürüsüyle beraber savaşa katılması beklenen şeylerden biri ve onların bu savaşa tek başlarına katılması mantıklı değil.
Geriye bir “güzellik” kısmı kaldı. Lyanna’nın çok güzel olduğu söylenir, Arya’nın halasına benzediği ve git gide güzelleştiği meselesi Siyah Kuğu videomda anlatıldı. Bununla beraber Cersei’nin güneş; Lyanna’nın meşale ışığı olarak Kevan tarafından betimlendiğini biliyoruz. Neticede Cersei’nin yaşlanması veya güzelliğin göreceli olması noktasından olayı ele alabiliriz. Arya, Cersei’nin değer verdiği neyi alabilir? Çocuklarını öldürebilir mantıken ama Arya, masum kişileri öldüren biri değil. Jaime’yi öldürebilir ama onu duasına hiç eklemedi (belki yazar, bu sebeple ekletmemiştir, Arya’yı peşine düşürürse sıkıntı olacaktır Jaime açısından) ve Cersei, zaten Jaime’yi kaybetti bile, daha önce söylemiştim.
Sansa zaten genç ve onun da güzellik kısmını karşılayabilecek biri olduğunu biliyoruz, zaten Sansa, kardeşinden daha güzel biridir ve sık sık güzel olduğu vurgusu yapılır ama Cersei’den daha güzel olup olmadığı okuyucular arasında tartışılan bir konudur ama “güzellik görecilidir” deyip işin içinden çıkıyorum çünkü başka türlü kesin sonuca varmak güç. Her şekilde güzellik-gençlik kısmını Sansa da karşılıyor ve ironi kısmını da karşılıyor hatta ironi kısmını belki Arya’dan daha iyi karşılıyor diyebiliriz çünkü Cersei ile en çok vakit geçiren kişi Sansa ve Cersei tarafından sürekli hor görüldü, aşağılandı ve aptal kabul edildi ve Joffrey için onu da suçluyor Cersei, ölmesini istiyor. Bu sebeple elinden her şeyi alan kraliçe, Sansa olsa Arya’dan daha ironik kaçardı.
Bununla beraber kraliçelik meselesi yaş bir mesele... Sansa’nın zaten evli olması bir yana, onunla evlenip onu kraliçe yapacak biri yok. Aegon’a genelde Arianne yamanıyor ki adaylarımızdan biri kendisi... Arianne olmasa bile Sansa evliyken evlenme şansı yok, demiştim. Jonsa meselesi de var ama onun olma ihtimali yok, hiç yok yani; argümanların yarısı uydurma ve zorlama şeylerden oluşurken diğer yarısı Jonarya argümanların çalınıyor... Farz edelim ki ihtimal var, Arya için söylediğim şey onun için de geçerli. Bunun dışında Arya gibi kurt kraliçe vb. şekilde anılma şansını da görmüyorum ama yine de... Vadi’deki turnuvada şampiyon olan kişi onu güzellik ve aşk kraliçesi ilan ederse olabilir belki bir ihtimal ama etrafta turnuvalarda aşk-güzellik kraliçesi ilan edilen insanlar var, bakınız Jorah’ın karısı ama yine de kehanet sonuçta, beklenmedik şekillerde gerçekleşir... belki bu yönden kotarabiliriz bu kraliçe meselesini... aşk-güzellik kraliçesi uygun kaçardı Sansa için, yakışır. Arya için sorduğumuz soru Sansa için de geçerli elbette; neyini alacak Cersei’nin? Hiçbir şeyini. Bir yorum olarak Jaime’nin Sansa’yı bulup ailesine teslim etme arzusundan kaynaklı olarak onu Cersei’ye karşı koruma meselesini “kaybettirme” gibi gören var ama daha önce de birkaç kere dediğim gibi Jaime çoktan kaybedilmiş bir vaka Cersei için; onu öldürmeyi hayal etmiş, yardım çağrısı karşısında “ne halin varsa gör” diyerek sırtını dönüp kendi yoluna giden bir Jaime’den bahsediyoruz.
Bir diğer adayımız Arianne... Doran’ın en büyük çocuğu ve Dorne’un varisi... bir sonraki hükümdar prenses... Onun Aegon ile evlenerek kraliçe olacağı ve Cersei’nin kraliçesi olacağı yorumu var. Öncelikle bahsetmeyi unuttuğum şeye değineyim; kehanette geçen kraliçenin “yancı” olduğunu da düşünmüyorum. Yani aslında birilerin karısı olarak “kraliçe” olacaklarına dahi şüphelerim var. Elbette yancı kraliçe olarak da ortaya çıkabilir bu kraliçe, önünü tamamen tıkayan bir şey yok ama Cersei’nin değer verdiği şeyi elinden alacak gücü ve konumu olan; bu konuda eyleme geçen, kendi eliyle bunu yapacak bir kraliçeden bahsediyoruz. Yancı olan bir kraliçenin bu konum ve güçte olabileceğini düşünmüyorum; herkes Visenya ve kız kardeşi gibi değil neticede. Yahut bir Alysanne gibi değil. Elbette Arianne’nin hükümdar olarak yetiştirildiği de aşikar, bu sebeple bu bahsettiğim kişilerin kalifiyesinde olması beklenir ama ne yalan söyleyim, sevenleri kusurma bakmasın ama ben onda o ışığı pek göremedim, severim kendisini ama babasının kızı olmaktan uzak, tek gücü kadınlığı... Ne babası gibi zeka kokuyor ne atası Nymeria gibi ordulara liderlik edecek havaya sahip ne de kum yılanları gibi eli silah tutuyor. Hakkıyla yetiştirilmiş biri değil. Bu sebeple tek becerisi ve gücü kadınlığı ve hasbelkader Dorne’da ilk çocuk olarak doğmuş birinin Cersei’nin elinden ne alabileceğini düşünüyorum. Çocuklarını öldürecek kadar gaddar değil, Cersei’nin yüzüne kezzap mı atacak da güzelliğini elinden alacak? Hanesini başına mı geçirecek de aile serveti-gücünden mahrum olacak?
Bu sebeple Arianne de kehanetteki kraliçeyi karşılayabilecek bir aday değil. Daha genç olması yanında Cersei’den güzel olduğunu da düşünmüyorum, güzel bir kız ama onunla hatta Daenerys ile yarışacak kadar güzel olduğuna dair bir anlatım yok ama zaten biz bu “güzellik” meselesini aşmıştık değil mi? Yani çok rahat şekilde başka şekillerde bu kısım kolayca karşılanabiliyor. Bu sebeple çok da takılmamak gerek bu kısma adaylarımızda.
Geldik en güçlü aday olan Daenerys’e. Hem kraliçe hem (haneye) husumeti var hem de Cersei kadar hatta belki de ondan daha güzel ve genç. Yani bu kıstasları zorlanmadan, sağa sola yormak zorunda kalmadan kolayca karşılayabiliyoruz. Dany’nin bir noktadan sonra daha karanlık bir kişiliğe ve acımasız eylemlere imza atacak birine dönüşeceğinden artık neredeyse eminiz. Dany geldiği zaman tahtta Myrcella olacaktır ve onun yaşı zaten sanırım şu an 10 olması lazım, taş çatlasın 11 yaşında olur son kitapta. Çocukları ölürse de Cersei zaten gücünü de kaybedecektir. Dany Astapor’da 12 yaş ve üstü herkesin öldürülmesi emrini vermişti, 1- 2 yaş eksik fazla fark etmez herhalde onun için, özellikle de tahtında oturuyorsa. Yine de %100 emin olamam elbette, öldürme gereği duymadan kovalayarak da ele geçirebilir Demir Tahtı neticede, yani Dany’nin onu öldürmesi bence gerekmiyor. Zaten Kızıl Kale’ye girecek pozisyona geldiyse şehri ele geçirmiştir. Şehri ele geçirmişse Cersei’nin hükümdarlığı gene son buluyor.
Bununla beraber çok ironi barındırmıyor, yüksek bir tatmin seviyesinden uzak; Arya-Sansa meselesi gibi bir dinamik ortaya çıkmıyor. Dany’nin husumeti Cersei’ye değil hanenin kendisine.... muhtemelen kehaneti okur okumaz insanların aklına ilk gelecek kişi de Dany. Benim öyle oldu, çevremdekiler de ilk aşama Dany demişti çoğu. Hiçbir şaşırtma hamlesi barındırmayan, kolayca yorumlanmış bir kehanet çıkıyor karşımıza. Martin “beklenmedik şekillerde” derken bunu düşünerek kehaneti yazmış olmalı diye düşünürsek başka bir adaydan bahsetmek istiyorum.
İlk okuduğumda önem vermediğim ama arkadaşım Merve ile sohbet ederken garip bir şekilde olasılıkları vs. sıralarken kendi kendimizi ikna etmeyi başardığımız bir karakter, neredeyse hiç sıralamaya alınmayan, çok ender dile getirilen biri: Myrcella.
Kraliçe maddesine geçtiğimde bir sorgulama yapmıştım; Cersei’nin değer verdiği şeyler ve onları zaten kaybettiği ile ilgili; çocukları bir şekilde sağdan soldan gelen düşmanlarla öldürülüyor; güzelliği zaman tarafından öldürülüyor; hanesinden gelen servetinin gücü muhtemelen Tyrion tarafından alınacak ve Jaime’yi kendi eliyle kaybetti. Cersei’nin çocukları sonrası gerçek anlamda en çok değer verdiği şey ise aslında “tacı...” kraliçelik makamı ile yönetmesi. Dışarıdan gelecek bir kraliçe sadece Cersei’nin tacını elinden alabilir ama bunu da ya çocuklarını öldürerek ya da şehri kendi elleriyle ele geçirerek yapabilir, yani demir tahtı alarak... Şehri ele geçirebilecek tek güçlü kraliçe adayımız Daenerys ama onun ironi barındırmaması gibi bir gerçekten bahsetmiştik. Myrcella ise hem kehanetteki tüm kıstasları karşılıyor kolayca hem de ironi barındırıyor.
Öncelikle size Martin’in şablonlarından bahsetmişim; işte misal karakterler başka karakterler hakkında sık sık dolaylı etkileşime giriyor ise sonunda karşılaşıyorlar; Jaime’nin Sancaksızlarla karşılaşmak zorunda kalacağı gibi hatta Nymeria ve sürüsü ile karşılaşacağını ön görmem gibi. Arya’nın gene dolaylı yoldan sürekli onlar hakkında duyumlar alması ve sonunda onlarla karşılaşması gibi. Tekrar eden cümlelerin gerçekleşmesi gibi gibi... Bunlar hep Çehov’un duvardaki silahı olarak önümüze seriliyor. Myrcella’nın kraliçe yapılıp Cersei’ye karşı kullanması meselesi 3. kitapta Oberyn geldiğinden beri devamlı olarak işlenen bir konu; Oberyn, onun kızlarından bazısı, Arianne ve 5. kitapta Tyrion bile bunu düşünmeye devam ediyor. Nitekim başarısız bir girişim dahi olmuştu. Bu kadar sık tekrar eden bir meselenin uygulama geçilmemesi düşünülemez. Çehov’un silahı patlamak zorunda.
Zaten kehanette Myrcella’nın kraliçe olacağı ve o şekilde öleceğini biliyoruz ve dahası Martin, 5 yıllık atlamada onu kraliçe olarak tahta oturtmuş bir şekilde 4. kitabı yazıyordu. Yani onun tahta geçeceği devlet sırrı değil, bilinen ve onaylanmış bir şey. Peki nasıl tahta geçer? Bunun sebebinin Tyene Sand ve Nymeria Sand olacağını düşünüyorum. Tyene, Arianne gibi Myrcella’yı kraliçe yapıp ailesine karşı kullanılması gerektiğini düşünüyordu; Nymeria ise tüm Lannisterlara suikast düzenlemeyi düşünüyor hatta bunlardan biri de Tommen idi, bunun için Tyene’den yardım dahi ister. Neticede günün sonunda Doran Martell, Tommen dahil her Lannister’a suikast düzenlemek isteyen ve Myrcella’yı tahta geçirmek isteyen iki kum yılanını, Kral Topraklarına gönderiyor, tebrikler Doran, 100 numara seçim yapmışsın. Gerçi Doran’ın kendi tertipleri entrikaları da var ama onlar ne, şu an bilmiyoruz ama bu ikisi kafa kafaya verip, Tommen’ı zehirleyip (muhtemelen kedilerle alakalı bir şey, bununla ilgili işaret vardı), ablasının tahta geçmesini sağlayacaklar. Zaten Myrcella bir de Doran’ın oğluyla nişanlı. İki kadın da bir çocuğu öldürmeye teşebbüs edece kadar gaddar, evet... zaten biri bunu talep etti, Tyene ise ayrı mesele. Doran, eline dokunduktan sonra onu zehirlemiş olmasından endişe edip üstadı ile elinde çizik var mı yok mu diye bakıyordu... Amcası yeğeninin kendisini zehirleme cevherini görüyorsa bırakalım da babasının intikamını almak için düşmanın tohumu gördüğü Tommen’ı öldürme cevheri de olsun.
İşte bütün olay bundan sonra oluyor. Myrcella, ne Joffrey ne de bir Tommen. Eğer hatırlarsanız Tommen “ben kralım, istediğimi yaparım, sen bana uyacaksın” tarzından laflar ettiğinde annesine, Cersei bu lafa çıldırıyordu ve oğlunu cezalandırıyordu, dahası onun kafasına girenin Margaery olduğunu da biliyordu. Cersei, bunca şeye; Robert’a Tyrion’a vs. bu hükmetme gücünü elde etmek için katlandığından bahsediyordu. Yani kraliçe olarak hüküm sürmek, Cersei’nin hayat gayesi ve çocuklarından sonra en çok değer verdiği tek şey, gerisi yalan dolan. Öyle ki “ben bekledim, Tommen da beklesin” diyerek hükmediyordu. Kum Yılanları ve Doran’ın kızın üstünde Myrcella’nın nişanlısı Trysten üstünden bir etki sahibi olabilir. Zaten taç giydirme girişimi ile ilgili şimdiden yalan söyleyerek Martellerin lehine hareket etti bile. Cersei bir plan ile oğlanı şehre çağırmış ve yolda onu öldürtmek istemiştir çünkü aslında nişan, westeros’ta ha deyince bozulabilecek bir şey değildir, bu sebeple de Cersei ancak bu şekilde oğlandan kurtulmak istiyordu.
Neticede bu ikisinin evlenmesi beklenir, hele ki kraliçe olarak tahta çıkacaksa ki iki çocuk da birbirine düşkün, memnunlar birbirlerinden yani. Martin, 6. kitapta düğün olacağından da bahsediyordu... düğünlerden biri bu olabilir. Yani Doran bir taşla iki kuş vurmuş olur; gelini yahut müstakbel gelini kraliçe olacak, oğlu da yancı kral olacak ve Marteller hüküm sürmeye başlayacak; ibre, Tyrellerden Martellere döner o zaman. Martellerin Dönüşü gibi bir şey olur yani, Elia’dan sonra malum.
Myrcella’nın annesi kadar güzel olduğu da söyleniyor. Daha genç olduğu da aşikar. Myrcella’nın annesinin etkisiyle hareket etmeyip, irade göstereceği ortada ki kızın zeki olduğundan bahsediliyor hatta onu korumakla yükümlü Arys Oakheart kız için şunları söylüyor: İşin aslı, Prenses Myrcella kardeşinden daha cesurdu, daha zeki ve daha özgüvenliydi. Onun zekâsı daha tez, görgüsü daha perdahlıydı. Onu hiçbir şey yıldıramazdı, Joffrey bile.
Doran’ın Tywin’in değer verdiği şeyleri elinden almak istemesi ama Tywin öldüğüne göre Cersei’nin elinden Myrcella’yı kullanarak değer verdiği şeyleri elinden alması, hikaye dinamiği açısından da uygun kaçıyor. O da güç... Cersei hükmetme gücü uğruna sıklıkla Tommen’ı yıldıran, baskılayan ve istediği şekilde sağa sola yönlendiren eylemlere imza atıyor ama Myrcella’ya bunu yapamayacaktır. Bundan sonra da Cersei, yavaş yavaş kızı tarafından alaşağı edilmeye başlayacak... Cersei tekrar eskisi gibi müdahil olmaya ve kızına hükmetmeye çalışacak ama yeni kraliçe, vekil kraliçeye itaat etmediği gibi bu davranışlarından rahatsız olup, onun tırnaklarını yavaşça içeri sokmasını sağlamak ve üstünde tahakküm kurmaya çalışmasına engel olmak adına Cersei’nin konumunu sarsmak ve gücünü elinden almak için bir dizi eyleme imza atacaktır.
Aslında aklıma 12. yüzyıldaki Kudüs’teki Latin dönemi geliyor; orada da Kraliçe Melisande, çocuk yaştaki kral oğlu ile hükmediyordu ama zamanla çocuk, annesi ile çatışmaya başladı ve iş, savaşa kadar girdi. Oğlan sonunda annesini bir yere sürgün etti diye hatırlıyorum. Haçlı dönemi, Martin’in bildiği tarihi alanlardan biri diye biliyorum, bu sebeple bu hikayeyi bildiğini düşünüyorum, haliyle belki bu anne-oğuldan esinlenilmiş bir hikaye görebiliriz bile. Elbette iş, birebir ordu kapıştırmaya gitmez herhalde diye düşünüyorum çünkü Cersei, çocuklarına da çok düşkün ama neticede anne-kız arasındaki çatışma ve güç savaşı, Cersei’nin canını iyi yakacak ve onun hükmünü sonlandırıp, gücünü elinden alacaktır.
Elbette bunlar tamamen birer düşünceden ibaret... Neyin ne olduğunu, her zaman ki gibi okuyana kadar öğrenmek pek mümkün değil. Lakin Dorne etkisi sıklıkla göz ardı edilen bir meseledir bu Kral Toprakları olaylarında... daha fazla dikkat etmek gerekir.
Genel olarak özetlersek; valonqar için adaylarım sırasıyla Jaime ve Jon iken kraliçe için adayım da sırasıyla Myrcella ve Daenerys.
Dinlediğiniz için teşekkür ederim, inşallah beğenmişsinizdir. Fikirlerinizi yorum olarak yazmayı ve beğendi tuşuna basmayı unutmayın. Bir sonraki videoda görüşmek dileğiyle Allah’a emanet olun.
(Video olarak dinlemek isterseniz.)