[ti]kral[/ti]Euron Greyjoy Hangi Tarafta? Buz mu Ateş mi?
Jun 19, 2021 10:13:11 GMT
ravenmys likes this
Post by YeniAy_Ottoman on Jun 19, 2021 10:13:11 GMT
Herkese selamlar,
GİRİZGÂH
Bugün sizinle Euron Greyjoy karakteri üzerine konuşmak istiyorum. Şüphesiz serinin en ilgi çeken ve yapacakları en tahmin edilemez kişilerin başında geliyor. Birçok karakter gibi Euron da “güç” ve “hükmetme” peşinde koşan biri, bunu kendi ağzıyla söyledi ve zaten serinin ana teması “güç” ve “gücün yozlaştırıcı etkisi” olduğu için Euron’un emeli konusunda şüpheye düşmemiz için bir sebep yok. Burada anlatacaklarım, benim birkaç sene evvel bizzat kendi hazırladığım bir kuramdır, yani patenti bana ait. Ayrıca okumamış arkadaşlar için, Martin’in yayımladığı 6. kitaptan Aeron Buharsaçlı’nın bölümleri hakkında da spoiler içeriyor. Uyarmadı demeyin.
Şimdi bizim narsist sosyopat karakterimiz Euron hakkında ciddi beklentilere sahibiz. Adamın çılgınlığı, gizemli oluşu ve nihai hedefini biliyor gibi görünsek de o hedefe ulaşmasını sağlayacak tertip ve niyetlerini bilmemek ister istemez bizde beklentiyi arttırdı. Euron, kişiliğine baktığımızda kötü bir insan olarak kabul ediliyor. Eh, acımasızlığı ve kardeş katili olması gibi şeylere bakınca hakkında iyi şeyler söyleyecek bir şeyler bulmak zor olduğu gerçek. Evlat olsa sevilmez, denilen tiplerden biri. Kendisini bir çeşit ilah gibi görüyor yahut bir ilaha dönüştürmeye çalışarak; Demir Taht’a oturarak hükmetmek istediğini biliyoruz. Asıl soru şu; bunu nasıl yapacak? Kimi ya da kimleri kullanacak? Euron tehlikeli ve güçlü sayılacak biri ama tek başına Demir Taht’a sahip olamaz, tanrı kral ise asla olamaz. Bu durumda onun yardıma ihtiyacı var. Hikayede savaş halinde olduğundan emin olduğumuz iki taraf var; buz ve ateş.
Euron kötü bir insan... Haliyle Euron’u iki taraf arasında doğruca “buz” tarafına gönderip, “Ötekiler” ile bir bağlantısı olduğuna inandık. Peki niye böyle yaptık? Cevabı çok basit; bunun temel sebebi hem bizim “algımız” hem de Melisandre karakterinin bu geleneksel algımızı kullanarak yaptığı “maniple” sonucu… Yani aslında bizi Martin maniple etti.
Geleneksel algımız nedir? Her hikayede bir iyi-kötü taraf vardır; karanlık lordlar ve ona karşı savaşan aydınlık lordlar var. Melisandre de sürekli olarak “ateş” tarafını ölüm ile savaşan, yaşamı temsil eden taraf olarak; “buz” tarafını da her şeyi öldürmeye niyetli olan, kötü-ölüm tarafı olarak lanse etti. Benerro ve Moqorro da bu görüşü destekleyecek tavır sergilediler. Sonuçta insanlar “ölümden” nefret eder ve ölüm de korkulacak bir şey olarak bizim için kötü bir şeydir.
Bu yüzden Euron’u ölüm saçan, kötü adamların yani “buz”’un tarafına salladık. Aksi de olamaz, diye düşünüp alternatif hiçbir düşünceyi aklımıza getirmedik. Ben de bir süre böyle düşündüm ki ben Buz ve Ateşin Savaşı hakkında farklı bir görüşe sahibim, bu konuda da belki bir video yapabilirim ama kısaca özetlemek gerekirse; Martin’in felsefesine göre insanlar ne tamamen iyi ne tamamen kötüdür, gridir. Hem iyi hem kötü şeyler yapmaya muktedir kişilerdir ve bu sayede hikayelerde artık Sauron gibi karanlık lordlara ihtiyacımız yok. Bu yüzden buz ve ateş tarafı için de “gri” terimini kullanıyorum. Ne ateş tarafı lanse edildiği gibi tamamen iyi adamlardan oluşuyor ne de buz tarafı lanse edildiği gibi kötü adamlardan oluşuyor. Bu yüzden kötüleri buz tarafına, iyileri ateş tarafına sallama eğiliminden vazgeçmek gerekiyor.
Şimdi Euron’un amacına bakalım.
Elbette hepsi bunu sorguluyor; nasıl olabilir ki bu? Demir Adamlar denizci, karadan toprak ele geçirseler bile uzun süre elde tutamıyorlar. Kuzey’i bile ellerinde tutamıyor...
Euron’un sözlerini doğru kabul eder isek Asshai’ye ve Valyria’ya gitmiş. Valyria kısmı bizi şüpheye düşürse de Asshai’ye gittiğine şüphe etmem zira ipini koparan gidebiliyor zaten. Ejderha Borusunu ve Valyria çeliği zırhı olduğunu biliyoruz. Asshai ve Valyria’yı “ateş” tarafının şehirleri olarak görmek yanlış bir çıkarım değil hatta Asshai, R’hllor inancının ana merkezi olarak görüyorum, dinin çıktığı yer burası olsa gerek ki AA efsanesi de ilk buradan çıkıp Batı’ya doğru yayılmış. İlk ejderhaların Gölge Topraklardan ve Yeşim Denizin’den çıktığı efsanelerini de unutmaz ise bu bölgeler ateş, ejderha, AA, ejderha çeliği, ateş ve kan büyüsü gibi şeylerin ana merkezi olarak kabul edilebilir. Özetle Euron, ateş taraflarında geziniyor sürekli… Euron, ateş gücünü elinde bulunduran Dany’nin ve onun ejderhalarının peşinde. O gücü ondan çalma niyeti olduğu aşikar. Asshai’ye gidip, Gölge Toprakları gezmiş ve burada AA meselesini, Ötekiler ve gelen savaş meselesini görüp, öğrendiğine şüphe yok gibi. Moqorro bile Tyrion’a Euron’u temsil eden bir vizyonun, Dany’nin peşinde olduğunu 5. kitapta söylemişti.
Burada bir parantez açmak istiyorum. Dany, Astapor’a gittiğinde efendiler Lekesizleri almak isteyen bir korsan kraldan bahsediyordu ve Ölümsüzleri öldürdüğü için büyücüler de Qarth’tan beri Dany’nin peşinde idi ve denizde Euron’a yakalandılar ve köle oldular, şu an her biri onun elinde. Burada bahsi geçen korsan muhtemelen Euron idi ve Dany’yi elde etme amacı için çoktan harekete geçip, kendince ona yardım etmeye başlamış olabilir. Elbette altın kalbi yüzünden değil... Euron’un bir diğer yardımı ve göze girme girişimi ise Diyar’ı parçalarına ayırıp, Dany’nin ele geçirmesine hazır hale getirmek. Bu sebeple Menzil’e saldırıyor ve elde ettiği ganimet yahut toprak parçalarıyla ilgilenmiyor.
4. kitapta Sam, Demir Adamların saldırıları hakkında bildi edindiğinde aklından şunları geçirdi.
Eh, Euron’un amacı da zaten bu. Euron, kardeşiyle konuşmasında Dany ile olan evlenme isteği ve sebebine değiniyor ve Victarion’u onu alması için doğruca Meereen’e gönderiyor.
Ejderhasına talip ise Dany’ye sahip olmayı arzulaması olağan(zaten ejderhaları isteyen herkes bunu elde etmenin yolu olarak Dany ile evlenmeyi çözüm olarak görüyor çünkü mantıken kendileri ejderhaları süremezler). Euron’un ayrıca Daario olduğu ile ilgili bir kuram da vardı, doğru ise olay biraz daha ilginçleşiyor. Bana göre Euron’un oynaştığı tarafın ateş olmasındaki en önemli işaret 6. kitaptaki Aeron bölümleri. Bundan sonra ünlü rüyadan alıntılara bakacağız.
Rüya ve Çözümlemesi
Yani Euron, muhtemelen ateş tarafında yer alacak ve yine muhtemelen Dany’yi maniple edip kullanacak ve diğer yandan birçok özelliği ve tavrı da Uzun Gece’ye sebep olan Kantaşı İmparatoru ile benzer olduğundan 2. bir Azor Ahai beklediğimiz gibi 2. bir Kantaşı İmparatoru karşımızda gibi.
Okuduğunuz için teşekkür ederim. Eğer bu konuyu video olarak dinlemek isterseniz.
GİRİZGÂH
Bugün sizinle Euron Greyjoy karakteri üzerine konuşmak istiyorum. Şüphesiz serinin en ilgi çeken ve yapacakları en tahmin edilemez kişilerin başında geliyor. Birçok karakter gibi Euron da “güç” ve “hükmetme” peşinde koşan biri, bunu kendi ağzıyla söyledi ve zaten serinin ana teması “güç” ve “gücün yozlaştırıcı etkisi” olduğu için Euron’un emeli konusunda şüpheye düşmemiz için bir sebep yok. Burada anlatacaklarım, benim birkaç sene evvel bizzat kendi hazırladığım bir kuramdır, yani patenti bana ait. Ayrıca okumamış arkadaşlar için, Martin’in yayımladığı 6. kitaptan Aeron Buharsaçlı’nın bölümleri hakkında da spoiler içeriyor. Uyarmadı demeyin.
Şimdi bizim narsist sosyopat karakterimiz Euron hakkında ciddi beklentilere sahibiz. Adamın çılgınlığı, gizemli oluşu ve nihai hedefini biliyor gibi görünsek de o hedefe ulaşmasını sağlayacak tertip ve niyetlerini bilmemek ister istemez bizde beklentiyi arttırdı. Euron, kişiliğine baktığımızda kötü bir insan olarak kabul ediliyor. Eh, acımasızlığı ve kardeş katili olması gibi şeylere bakınca hakkında iyi şeyler söyleyecek bir şeyler bulmak zor olduğu gerçek. Evlat olsa sevilmez, denilen tiplerden biri. Kendisini bir çeşit ilah gibi görüyor yahut bir ilaha dönüştürmeye çalışarak; Demir Taht’a oturarak hükmetmek istediğini biliyoruz. Asıl soru şu; bunu nasıl yapacak? Kimi ya da kimleri kullanacak? Euron tehlikeli ve güçlü sayılacak biri ama tek başına Demir Taht’a sahip olamaz, tanrı kral ise asla olamaz. Bu durumda onun yardıma ihtiyacı var. Hikayede savaş halinde olduğundan emin olduğumuz iki taraf var; buz ve ateş.
Euron kötü bir insan... Haliyle Euron’u iki taraf arasında doğruca “buz” tarafına gönderip, “Ötekiler” ile bir bağlantısı olduğuna inandık. Peki niye böyle yaptık? Cevabı çok basit; bunun temel sebebi hem bizim “algımız” hem de Melisandre karakterinin bu geleneksel algımızı kullanarak yaptığı “maniple” sonucu… Yani aslında bizi Martin maniple etti.
Geleneksel algımız nedir? Her hikayede bir iyi-kötü taraf vardır; karanlık lordlar ve ona karşı savaşan aydınlık lordlar var. Melisandre de sürekli olarak “ateş” tarafını ölüm ile savaşan, yaşamı temsil eden taraf olarak; “buz” tarafını da her şeyi öldürmeye niyetli olan, kötü-ölüm tarafı olarak lanse etti. Benerro ve Moqorro da bu görüşü destekleyecek tavır sergilediler. Sonuçta insanlar “ölümden” nefret eder ve ölüm de korkulacak bir şey olarak bizim için kötü bir şeydir.
Bu yüzden Euron’u ölüm saçan, kötü adamların yani “buz”’un tarafına salladık. Aksi de olamaz, diye düşünüp alternatif hiçbir düşünceyi aklımıza getirmedik. Ben de bir süre böyle düşündüm ki ben Buz ve Ateşin Savaşı hakkında farklı bir görüşe sahibim, bu konuda da belki bir video yapabilirim ama kısaca özetlemek gerekirse; Martin’in felsefesine göre insanlar ne tamamen iyi ne tamamen kötüdür, gridir. Hem iyi hem kötü şeyler yapmaya muktedir kişilerdir ve bu sayede hikayelerde artık Sauron gibi karanlık lordlara ihtiyacımız yok. Bu yüzden buz ve ateş tarafı için de “gri” terimini kullanıyorum. Ne ateş tarafı lanse edildiği gibi tamamen iyi adamlardan oluşuyor ne de buz tarafı lanse edildiği gibi kötü adamlardan oluşuyor. Bu yüzden kötüleri buz tarafına, iyileri ateş tarafına sallama eğiliminden vazgeçmek gerekiyor.
Şimdi Euron’un amacına bakalım.
"…Yalnızca bir deniz canavarı Gölge’nin yanındaki Asshai’ye yelken açtı ve tasavvur bile edilemeyecek harikalar ile dehşetler gördü… Hepsini alalım derim! Batıdiyar’ ı alalım derim.”
Elbette hepsi bunu sorguluyor; nasıl olabilir ki bu? Demir Adamlar denizci, karadan toprak ele geçirseler bile uzun süre elde tutamıyorlar. Kuzey’i bile ellerinde tutamıyor...
“Aegon?” Victarion, kollarını zırhlı göğsünde birleştirdi. “Fatih’in bizimle ne ilgisi var?”
“Savaşlar hakkında senin bildiğin kadar şey biliyorum Kargagöz,” dedi Asha. “Aegon Targaryen, Batıdiyar’ı ejderhalarla kazandı.”
“Biz de öyle yapacağız,” diye söz verdi Euron Greyjoy. “Sesini duyduğunuz şu boruyu, bir zamanlar Valyria olan dumanlı yıkıntıların arasında buldum, benden başka hiçbir adam orada yürümeye cesaret edemedi. Borunun çağrısını duydunuz ve gücünü hissettiniz. Bu bir ejderha borusu, kasnakları kırmızı altından ve üstüne tılsımlar kazınmış Valyria çeliğinden yapıldı. Ejderha lordları, Kıyamet tarafından yok edilmeden önce bu çeşit borular üflerdi. Bu boruyla ejderhaları kendi irademe bağlayabilirim.”
Asha yüksek sesle güldü. “Keçileri senin iradene bağlayacak bir boru daha faydalı olur Kargagöz. Artık ejderhalar yok.”
“Yine yanılıyorsun kızım. Üç ejderha var ve ben onları nerede bulacağımı biliyorum. Bu malumatın değeri ahşap bir taçtır şüphesiz.”
“Savaşlar hakkında senin bildiğin kadar şey biliyorum Kargagöz,” dedi Asha. “Aegon Targaryen, Batıdiyar’ı ejderhalarla kazandı.”
“Biz de öyle yapacağız,” diye söz verdi Euron Greyjoy. “Sesini duyduğunuz şu boruyu, bir zamanlar Valyria olan dumanlı yıkıntıların arasında buldum, benden başka hiçbir adam orada yürümeye cesaret edemedi. Borunun çağrısını duydunuz ve gücünü hissettiniz. Bu bir ejderha borusu, kasnakları kırmızı altından ve üstüne tılsımlar kazınmış Valyria çeliğinden yapıldı. Ejderha lordları, Kıyamet tarafından yok edilmeden önce bu çeşit borular üflerdi. Bu boruyla ejderhaları kendi irademe bağlayabilirim.”
Asha yüksek sesle güldü. “Keçileri senin iradene bağlayacak bir boru daha faydalı olur Kargagöz. Artık ejderhalar yok.”
“Yine yanılıyorsun kızım. Üç ejderha var ve ben onları nerede bulacağımı biliyorum. Bu malumatın değeri ahşap bir taçtır şüphesiz.”
Euron’un sözlerini doğru kabul eder isek Asshai’ye ve Valyria’ya gitmiş. Valyria kısmı bizi şüpheye düşürse de Asshai’ye gittiğine şüphe etmem zira ipini koparan gidebiliyor zaten. Ejderha Borusunu ve Valyria çeliği zırhı olduğunu biliyoruz. Asshai ve Valyria’yı “ateş” tarafının şehirleri olarak görmek yanlış bir çıkarım değil hatta Asshai, R’hllor inancının ana merkezi olarak görüyorum, dinin çıktığı yer burası olsa gerek ki AA efsanesi de ilk buradan çıkıp Batı’ya doğru yayılmış. İlk ejderhaların Gölge Topraklardan ve Yeşim Denizin’den çıktığı efsanelerini de unutmaz ise bu bölgeler ateş, ejderha, AA, ejderha çeliği, ateş ve kan büyüsü gibi şeylerin ana merkezi olarak kabul edilebilir. Özetle Euron, ateş taraflarında geziniyor sürekli… Euron, ateş gücünü elinde bulunduran Dany’nin ve onun ejderhalarının peşinde. O gücü ondan çalma niyeti olduğu aşikar. Asshai’ye gidip, Gölge Toprakları gezmiş ve burada AA meselesini, Ötekiler ve gelen savaş meselesini görüp, öğrendiğine şüphe yok gibi. Moqorro bile Tyrion’a Euron’u temsil eden bir vizyonun, Dany’nin peşinde olduğunu 5. kitapta söylemişti.
Burada bir parantez açmak istiyorum. Dany, Astapor’a gittiğinde efendiler Lekesizleri almak isteyen bir korsan kraldan bahsediyordu ve Ölümsüzleri öldürdüğü için büyücüler de Qarth’tan beri Dany’nin peşinde idi ve denizde Euron’a yakalandılar ve köle oldular, şu an her biri onun elinde. Burada bahsi geçen korsan muhtemelen Euron idi ve Dany’yi elde etme amacı için çoktan harekete geçip, kendince ona yardım etmeye başlamış olabilir. Elbette altın kalbi yüzünden değil... Euron’un bir diğer yardımı ve göze girme girişimi ise Diyar’ı parçalarına ayırıp, Dany’nin ele geçirmesine hazır hale getirmek. Bu sebeple Menzil’e saldırıyor ve elde ettiği ganimet yahut toprak parçalarıyla ilgilenmiyor.
4. kitapta Sam, Demir Adamların saldırıları hakkında bildi edindiğinde aklından şunları geçirdi.
Eğer Kral Toprakları, Eski Şehir’i ve Arbor’ı kaybederse bütün diyar parçalara ayrılır.
Eh, Euron’un amacı da zaten bu. Euron, kardeşiyle konuşmasında Dany ile olan evlenme isteği ve sebebine değiniyor ve Victarion’u onu alması için doğruca Meereen’e gönderiyor.
“…Demir Taht şöyle dursun, o oğulların hiçbiri Deniztaşı Tahtı’nda oturmaya uygun değil. Hayır, tahta uygun bir vârisimin olması için başka bir kadına ihtiyacım var. Deniz canavarı, ejderhayla evlendiğinde bütün dünya korksun kardeşim.”
Ejderhasına talip ise Dany’ye sahip olmayı arzulaması olağan(zaten ejderhaları isteyen herkes bunu elde etmenin yolu olarak Dany ile evlenmeyi çözüm olarak görüyor çünkü mantıken kendileri ejderhaları süremezler). Euron’un ayrıca Daario olduğu ile ilgili bir kuram da vardı, doğru ise olay biraz daha ilginçleşiyor. Bana göre Euron’un oynaştığı tarafın ateş olmasındaki en önemli işaret 6. kitaptaki Aeron bölümleri. Bundan sonra ünlü rüyadan alıntılara bakacağız.
Rüya ve Çözümlemesi
{Aşağıda Spoiler Var}
Euron’un gülümseyen, saklı gözleriydi. Dünyaya şimdi kanlı gözünü gösteriyordu. Karanlık ve korkutucu. Baştan topuğa örtülüydü ve karanlık bir onikse benziyordu. Kararmış kafataslarından oluşan tepenin üstünde oturuyordu ve cüceler ayaklarının etrafında hoplayıp zıplarken arkasında bir orman yanıyordu.
“Kanayan yıldız kıyamete delalet idi.” dedi Aeron’a. “Bunlar son günler, dünya parçalanıp yeniden yapıldığında, yeni bir tanrı mezarlar ve ceset çukurlarından doğacak.”
Euron dudaklarına büyük bir boru yaklaştırıp üfledi ve ejderhalar, krakenler, sfenksler emrine girip önüne eğildi.
“Diz çök kardeşim.” diye emretti Kargagöz. “Kralın benim. Tanrın benim. Bana tap ve seni rahibim olarak ayağa kaldırayım.”
“Asla. Tanrısız bir adam Deniztaşı Tahtı’nda oturamaz.”
“Neden o sert, kara kayayı isteyeyim ki? Kardeşim, tekrar bak ve nereye oturduğumu gör.”
Buharsaçlı Aeron baktı. Kafatası tepesi gitmişti. Kargagöz’ün altındaki artık metaldi. Büyük, uzun bir tahttı. Kırılmış kılıçlar, ucu keskin demirler vardı ve hepsinin ucundan kan damlıyordu. Uzun mızrakların üstünde tanrıların cesetleri duruyordu. Bakire oradaydı ve Baba, Anne, Savaşçı, Yaşlı Bilge, Demirci, hatta Yabancı bile oradaydı. Pek çok tuhaf ve yabancı tanrıyla yan yana asılmışlardı, Büyük Çoban, Kara Keçi, Üç Başlı Trios ve Bakkalon’un Soluk Çocuğu, Işık Tanrısı, Naath’ın Kelebek Tanrısı ve daha niceleri. Ve ileride şişmiş ve yeşil yengeçler tarafından yiyip bitirilmiş Boğulmuş Tanrı, Kızıl Deniz Atı’yla beraber çürüyordu, hala saçlarından su damlıyordu.
Sonra Kargagöz tekrar güldü ve Rahip Sükunet’in içinde çığlık atarak uyandı.
....
Rüyalar bu kez daha kötüydü. Dargemileri kaynayan, kan kırmızısı bir denizde başıboş ve yanarken gördü. Kardeşini yine Demir Taht’ta görüyordu, ama Euron artık insan değildi. Daha çok bir kalamara benziyordu, babası derinlerdeki kraken olan bir canavar gibiydi. Yüzünde burulmuş dokunaçlar vardı. Arkasında bir kadın silüeti görünüyordu, uzun ve korkutucuydu, elleri soluk alevle yanıyordu. Cüceler eğlenceleri için hoplayıp zıplıyorlardı, dişi ve erkek, cinsel bir şölene hapsedilmiş, birbirlerini ısırıp parçalaıyorlardı ve Euron’la eşi gülüyor, gülüyor ve gülüyorlardı.
“Kanayan yıldız kıyamete delalet idi.” dedi Aeron’a. “Bunlar son günler, dünya parçalanıp yeniden yapıldığında, yeni bir tanrı mezarlar ve ceset çukurlarından doğacak.”
Euron dudaklarına büyük bir boru yaklaştırıp üfledi ve ejderhalar, krakenler, sfenksler emrine girip önüne eğildi.
“Diz çök kardeşim.” diye emretti Kargagöz. “Kralın benim. Tanrın benim. Bana tap ve seni rahibim olarak ayağa kaldırayım.”
“Asla. Tanrısız bir adam Deniztaşı Tahtı’nda oturamaz.”
“Neden o sert, kara kayayı isteyeyim ki? Kardeşim, tekrar bak ve nereye oturduğumu gör.”
Buharsaçlı Aeron baktı. Kafatası tepesi gitmişti. Kargagöz’ün altındaki artık metaldi. Büyük, uzun bir tahttı. Kırılmış kılıçlar, ucu keskin demirler vardı ve hepsinin ucundan kan damlıyordu. Uzun mızrakların üstünde tanrıların cesetleri duruyordu. Bakire oradaydı ve Baba, Anne, Savaşçı, Yaşlı Bilge, Demirci, hatta Yabancı bile oradaydı. Pek çok tuhaf ve yabancı tanrıyla yan yana asılmışlardı, Büyük Çoban, Kara Keçi, Üç Başlı Trios ve Bakkalon’un Soluk Çocuğu, Işık Tanrısı, Naath’ın Kelebek Tanrısı ve daha niceleri. Ve ileride şişmiş ve yeşil yengeçler tarafından yiyip bitirilmiş Boğulmuş Tanrı, Kızıl Deniz Atı’yla beraber çürüyordu, hala saçlarından su damlıyordu.
Sonra Kargagöz tekrar güldü ve Rahip Sükunet’in içinde çığlık atarak uyandı.
....
Rüyalar bu kez daha kötüydü. Dargemileri kaynayan, kan kırmızısı bir denizde başıboş ve yanarken gördü. Kardeşini yine Demir Taht’ta görüyordu, ama Euron artık insan değildi. Daha çok bir kalamara benziyordu, babası derinlerdeki kraken olan bir canavar gibiydi. Yüzünde burulmuş dokunaçlar vardı. Arkasında bir kadın silüeti görünüyordu, uzun ve korkutucuydu, elleri soluk alevle yanıyordu. Cüceler eğlenceleri için hoplayıp zıplıyorlardı, dişi ve erkek, cinsel bir şölene hapsedilmiş, birbirlerini ısırıp parçalaıyorlardı ve Euron’la eşi gülüyor, gülüyor ve gülüyorlardı.
- Karanlık bir oniks... cümlesi bana siyah taşları anımsattı. Zamanında kendi kardeşini öldürüp, hakkını gasp eden Kan Taşı İmparatoru’nun taptığı… Euron da Balon’u öldürüp, yerine geçmişti. Deniztaşı Tahtı, yağlı siyah taştan yapılma ve özünde Euron, kendine tapan bir narsist. Belki buna göndermedir. Diğer bir olasılık da bölüm sonunda Buharsaçlı'nın Euron’un giydiğini gördüğü duman kadar siyah diye ifade ettiği Valyria zırhı olabilir.
- “Kanayan yıldız kıyamete işaretti…” sözü manidar sözlerden biri çünkü bu, ejderhayı temsil eden bir alamet. Dany ve ejderhaları büyüyor, güçleniyor ve R’hllor tarafı da aynı şekilde. Savaş geliyor, dünyanın sonu geliyor, her şeyin sonu geliyor; bunlar son günler… Euron’un baskın gelecek gücün “ateş” yanı olacağına inanıyormuş gibi bir hali yok mu? Bence inandığı şey bu.
- Yeni bir tanrının ceset çukurdan çıkması, yükselmesi meselesi… Aslında mezar ve ceset elbette ki bir ölüm durumunu ifade ediyor. Savaş geliyor ve savaş sonunda dünya yeniden yapılanacak Euron’un ifadesiyle… Benerro’ya göre AA’nın yanında savaşan ve ölenler, yeniden dirilecekler ve yaşayacak. Melisandre’ye göre buz tarafı her şeyi öldürmeye, yok etmeye geliyor. Martin de zaten insanlardan nefret ettiklerini, söylemişti. Durum buyken, tanrı kral olarak hükmetmek isteyen Euron, ölüp gitmeye razı olur mu? Yok olmuş, ölmüş bir dünyada kime nasıl hükmedeceksin? Ateş tarafı ise “ölümsüzlük” vaat ediyor. Ölmeyen biri bir çeşit ilah olmaz mı? En azından kendini öyle görmez mi? Bilhassa Euron gibi bir sosyopat narsist? Bence görür. Ölüm, bu tipin işine gelmez. Yaşamak gelir, sonsuza kadar yaşamak…
- Kraken ve Ejderhalar hatta Sfenksler geliyor ve diz çöküyor; önünde eğiliyor boru ile çağırıyor bunları. Kraken, Euron’un olduğu şey iken ejderha “ateş” tarafına ait, daha belirgin olmak gerekirse Dany’e… Onun derdi kraken-ejderha evliliği ve bundan doğacak bir varis ile hükmetmek… sfenks bana Üstat Aemon’un Sam’e sözlerini anımsattı…”Sfenks bilmece değil, bilmecenin kendisi.” Hala gizemini koruyor. Bilmeyenler için nedir bu sfenks? Sfenksler yarı insan yarı yaratıktır. Seride Valyria sfenks’i olarak öne çıkmıştır. Yani yarı insan yarı ejderha.
- Cüceler deyince hemen akla Ormanın Çocukları geliyor ve arkadaki yanan orman da onların Büvet Ağacını; ilahlarını ve doğayı temsil ediyor gibi ve arkasından bütün ilahların yere çalındığını gösteren bir sahne geliyor. Yani yine ilk uzun gece’ye sebep veren tipin yaptığı gibi tüm ilahları alaşağı ediyor ve kendi seçtiği yeni bir ilaha (bu durumda bu kişi Euron’un kendisi) tapıyor. Yalnız cüce kısmını Ölümsüzler evinde gördüğümüz şeklinde yorumlamak daha sağlıklı olabilir. Orada 4 cüce vardı ve bir kadına tecavüz edip, orasını burasını çiğneyip yiyorlardı. Onlar Diyar’ı savaşa sürükleyen kralları temsil ediyordu. Buradaki cüceler de hoplayıp zıplıyor Euron’un karşısında ve birbirlerini yiyor. Muhtemelen Westeros lordları, insanları olabilir. Birbirlerini yemek, cinsel şölen; birbirleri ile olan savaşı simgelese gerek. Bu şu an olan bir şey aslında ve devam edecek olan bir şey.
- Gemilerin yanıyor olması ve denizin kana bulanmış olması kan-ateş sözlerini anımsatıyor ki Targaryen hanesinin ünlü sözü “Ateş ve Kan” Muhtemelen Euron’un sonraki hamlesini gösteren bir foreshadowing ki kırmızı ve siyah betimlemelerini Euron üzerinde bol bol görebilirsiniz (kılık kıyafetine kadar). Euron’un yanındaki kadının soluk da olsa alevli ellere sahip olması dikkate değer. Gizemini koruyan bir konu; kim bu kadın? Kadın ateş tarafına ait biri çünkü elinde ateş var, Buz tarafına ait olsaydı buz ve soğuklukla betimlenmesi gerekirdi. Bu kişi daha önce hiç görmediğimiz bir kadın olabilir, Asshai’li yüzü maskeli kadın olabilir yahut Melisandre de olabilir hatta Dany’nin kendisi de olabilir. Kesin bir fikrim yok ve olasılıklar, şimdilik, her şeye açık görünüyor ama bu kadın her kim ise ileride Euron’u destekleyecek yahut halihazırda destekliyor. Kantaşı’nın da bir karısı vardı, onu destekleyen, kaplan kadın; pek bilgi sahibi değiliz kendisi hakkında o yüzden bir yorumda bulunmak zor… Euron’un ensest, eşcinsellik, yamyamlık ve elbette ki büyülere ilgi duyması da bana yine aynı adamı hatırlatıyor, onda da vardı bunlar. Bu yüzden Euron’un Kantaşı İmp. gibi bir şey olduğunu düşünmek garip kaçmaz herhalde, özellikler falan benziyor.
Yani Euron, muhtemelen ateş tarafında yer alacak ve yine muhtemelen Dany’yi maniple edip kullanacak ve diğer yandan birçok özelliği ve tavrı da Uzun Gece’ye sebep olan Kantaşı İmparatoru ile benzer olduğundan 2. bir Azor Ahai beklediğimiz gibi 2. bir Kantaşı İmparatoru karşımızda gibi.
Okuduğunuz için teşekkür ederim. Eğer bu konuyu video olarak dinlemek isterseniz.