Post by YeniAy_Ottoman on Sept 25, 2022 19:37:20 GMT
Herkese selamlar,
Bu hafta konuşmayı çok sevdiğim bir konuyla karşınızdayım. Targaryen iç çatışmasını konu edinen Ejderhaların Dansı, Ateş ve Kan kitabında tüm ayrıntısı ile gözler önüne serildi.
Bizi ilgilendiren Ejderhaların Dansı, ana serimizde gerçekleşmesini beklediğimiz tarihi bir tekerrür.
Bildiğiniz üzere yaşam, döngüler halinde vuku bulur; bu kısmen doğa yasası gereği kısmen de insanlığın bir türlü ders almamasının – değişmemesinin neticesidir, diyebilirim. Lakin hayatı ironik hale getirdiği de bir gerçek. Martin de ironi sever olduğu için bu döngüyü kullanıyor. Serimizde birbirine paralel karakterler ve olaylar okuyabiliyoruz. Yıllar evvel sorulduğunda Ejderhaların Dansı’nın tekrar edeceğini ve bunun bir kitabın konusu olduğunu açıkladı. Yani yeni bir Targaryen iç çatışması beklemedeyiz.
Zaman Sorunu
Elbette bu okuyucuların aklında şöyle de bir sorun doğurdu; zaman! Ejderhaların dansı olacak ise ejderhalara ihtiyacımız var ve Dany de 7. kitaptan önce kıtaya ayak basmayacak. Altıncı kitapta gelse bile bu en erken kitabın sonlarına doğru olur ve kafadan zaten savaş olmaz. Yani her şekilde bu 2. Dans ancak 7. kitapta gerçekleşecek. Martin’in son iki kitabı büyük hacimli yazmasını beklesek bile kitabın bir hacim sınırı her şekilde var, yayınevleri belli bir hacmin üstüne çıkmasına izin vermiyorlar; misal Buz ve Ateşin Dünyası kitabı, şimdiki halinden daha kalındı ama Martin’e bazı yerleri kırpmasını söylediler ve o da öyle yaptı.
7. kitapta Dans 2 olacak ama ayrıca ilk kitaptan beri beklediğimiz asıl büyük karşılaşma; buz ve ateşin savaşı da son kitapta olacak. Haliyle bu bir zaman sorunu doğuyor. Eğer ilkin Dans olacak ise bu, kısa sürmeli ki adam akıllı bir Şafak savaşı görelim ama sırf dans 2 olsun diye de oldu bittiye getirilmeli bir savaşa gerek yok ve anlamı da yok. İlkin Şafak savaşı olacaksa da bu, Dans 2 için bir noktaya kadar sürüp sonra bitirilip Dans’a geçilmesi gerekiyor demektir ki dizidekine benzer bir saçmalık doğuracaktır ve asıl beklenen ana olayın şafak savaşı olduğu gerçeği hasır altı olacaktır. Yani ne yaparsak yapalım bir sıkıntı var gibi. Martin bunu görüp bundan vazgeçmiş diye düşünebiliriz ama altıncı kitap dahil, kitaplarda bununla ilgili açık işaretler var iken bundan vazgeçmek de bizi kandırmak olur ki Martin, işaret verip de sonra bunu yapmamanın okuyucuyu kandırmak olduğunu söylemişti. Yani vazgeçmiş gibi de görünmüyor.
Bu da doğal olarak benim aklıma; Dans ve Uzun Gece savaşının aynı anda gerçekleşmesi ile sorunun çözüleceği fikrini getiriyor. Özellikle de Martin’in geçmiş söyleşileri bende bu fikri pekiştiriyor. 2014’de şöyle diyordu üç ana olay örgüsünden ikisi için: Tabii ki uzakta olan iki şey var - Sur’un kuzeyindeki şeyler (Ötekiler) ve sonra diğer kıtada ejderhalarıyla Targaryen var - elbette "Buz ve Ateşin Şarkısı" isminin buz ve ateşi... "
Ayrıca taslağı anlattığı mektupta Stark-Lannister savaşıyla beraber bu üç ana olay örgüsünü tehdit olarak belirtmiştir Westeros için.
Serinin isminin Buz ve Ateşin Şarkısı ve bu ikisinin savaş vermesinin temelde ahenk/denge için, insanlık için bir tehdit olduğu unutmayın. Yazar, Frost’un kıyametin buz ve ateşten geldiğini anlatan şiirinden ilham aldı ve yazara “ikisiyle mi yok olacak” diye sorulduğunda gülüp yorum yapmayacağını söyledi ve ekledi; “bütün insanların ölmesi gerektiği doğru”... o halde iki tehdidin aynı anda vuku bulması daha doğru olacak. GRRM, Westeros’taki insanları hırs, güç ve para için Kış Geliyor tehdidini görmezden geldiğini söylüyordu. Haliyle böyle başlayan ve devam eden bu sürecin aynı şekilde sonlanacağını düşünmek çok yanlış olmaz, böylece bir tarafta ejderhalar birbiri ile savaşırken diğer yandan Ötekiler saldırır ve her şey karman çorman bir hale gelir. Martin 6. kitapta işin içinden çıkamadı ise 7. kitapta nasıl çıkacak merak ediyorum.
Elbette Martin kitapları 7 ciltte bitirmekte ısrarcı ise ve bunu yapabiliyorsa. Olur da 8 kitaba çıkaracaksa o halde 7. kitapta rahat rahat dans okuruz, sonra 8. kitapta Ötekileri okuruz ama açıkçası sırf bir Dans için de kitabı 8 cilde çıkaracağını sanmam ama en önemlisi bunu istemem de... Allah bilir ne zaman biter seri, bitmeme tehlikesi de bir hayli yüksek malumdur.
Zaman sorununa ışık tuttuğumuza göre şimdi meseleye giriş yapmaya başlayalım.
Tarihin Tekerrürü ve Oluşan Şartlar
Tarih tekrar ediyor demiştim, bunu sadece Dans’ın kendisinin gerçekleşmesi şeklinde sınırlandırmamak gerektiğini düşünüyorum. Tarihi araştırmaları okurken, bilhassa Anadolu’da ve İslam Coğrafyasında son 1000 senede bu döngünün en az iki kere gerçekleştiğini ve şu an 2. döngünün sonunda olduğumuzu fark ettim. Zira baya benzer ortam ve şartlar var.
Ateş ve Kan’ı okurken de benzer şeyi fark ettim; şimdiki kitaplarda oluşmaya başlayan ortam ve şartların bazısı Targaryen hükmünün başladığın ilk 150 yılındaki bazı ortam ve olaylarla benzerlik gösteriyor. Bu kısımda bunlara değinmek istiyorum. Benzerliklerden yola çıkarak öngöreceklerim illa gerçekleşecek demek değil elbette, sadece benzerlikler dikkatimi çekti ve Martin, kasıtlı yapmış ise benzer olayların ileride gerçekleşmesini görme olasılığına dikkat çekmek istiyorum.
Tabi unutmayalım ki tarihin tekerrür etmesi birebir kopyala yapıştır demek değildir; genel temanın/hatların/şartların benzer olması demektir.
Dini uyanış/ayaklanma potansiyeli ile başlayalım. Martin’e göre Melisandre’nin tetiklediği bir dini hoşgörüsüzlük ortamı Westeros’ta kol gezmeye başladı ve bu dini uyanış devam edecek. Yani Westeros halkı farklı inanç ve dinlere karşı artık eskisi kadar hoş yaklaşım göstermeyecek gibi görünüyor. Bir de unutmamak gerekir ki iki üç senedir süren bir savaş ve yıkım ortamından bahsediyoruz; insanların yaşadığı kayıp ve acılar; bozulan morali ve umutsuzluk hisleri karşısında din, kucaklayıcı ve moral verici bir psikolojik yardım sunar. Haliyle insanların dine eskisinden daha fazla yönelmesi ve hassaslaşması doğaldır, bir de buna Melisandre gibi dinlerine saldırıp, tanrılarını yakıp yıkan bir karşıt/düşman din eklenince, kendini tehdit altında hisseden insanların sayısı çoğalır. Yeni Yüce Rahibin seçilmesi ve halktan bulduğu destek, tam da bunun sonucudur. Bu Yeni Yüce Rahip çok mütevazi giyinen, lüksten uzak duran hatta hırpani bir görüntüsü var diyebileceğimiz bir resim çiziyor. Seküler yaşamı benimsemiş insanlar için çok katı görüşleri olan bir tehdit; dindar inancı tercih etmişler için Yedi Köşeli Yıldızın ve ilahlarının öngördüğü kuralları samimi şekilde takip eden ve uygulayan, zor zamanlarda ortaya çıkarak onları refaha kavuşturacak karizmatik bir lider. Yeni Yüce Rahip çok akıllı ve gözü açık, kurnaz ve korkusuz biri ve de Cersei’yi nasıl parmağında oynatacağını biliyor. Oyuncular ve Piyonlar videomda bahsettiğim gibi kendisini maniple edip yeniden yargılanma ve kılıç kuşanma yetkilerini geri alıyor. Yani İnanç, artık kılıç ve kalkana sahip... bu da onun daha büyük bir güç sahibi olduğunu gösteriyor, haliyle etkisinin de güçlendiğini göreceğiz. Sadece sıradan halk arasında değil, lordlar arasında da dindar haneler var, haliyle etki alanı sadece avam sınıfı olmayacak.
Bu kılıç ve yargılanma yetkisini ellerinden alan kimdi? Yetkileri Targaryenler tarafından ellerinden alındı. Sebep? Zira Targaryenlerin ensest ve çok evlilik geleneklerine tepki göstermiş, bundan vazgeçmelerini tembih etmişlerdi. Aenys ve Maegor dönemindeki yeni rahip bu konuda çok etkili ve dirençliydi. İnanç mensubu halkı ve dindar haneleri etkiledi ve ayaklandırdı ve sonrası malumdur. Bu ayaklanma bastırıldı ve bir daha olmasının önüne geçilmek için de böyle bir önlem alındı, o zamandan beri de 300 senedir İnanç, dişleri ve pençesi sökülmüş halde dolanıyordu, ta ki Cersei onlara dişlerini ve pençelerini geri verene kadar.
Şimdi zamanda biraz daha ileriye gidelim ve ilk Dansa gelelim. Savaşın sonlarına doğru, savaştan bıkmış halkın arasında “inanç” mensubu olduğu iddia edilen ama bir ihtimal ilgisiz alakasız bir hırsız da olabileceği düşünülen Çoban isimli bir adam ortaya çıktı. Avam sınıfında olduğu her halinden belli. Hırpani görüntüsü ve toplulukları etkileme yeteneği ile Kral Topraklarındaki halkı Targaryen ve ejderhalarına karşı ayaklandırdı ve sonra Ejderha Çukurundaki ejderhaları öldürdüler. Dikkatli olanlar nereye varmaya çalıştığımı anlar...
Tekrar günümüze döndüğümüzde bizim yeni Yüce Rahip, bence bu iki dönemdeki rahiplerin birleşimi olarak ortaya çıktı. Avam kokan bu hırpani görünüşlü Yüce Rahip, ayrıca Aenys-Maegor dönemindeki; İnanç’ın kurallarına uyulması konusunda dik duruşuyla öne çıkan korkusuz Yüce Rahibe benziyor. Ayrıca unutmamak lazım ki Yüce Rahiplerin bir diğer ismi de “İnançlıların Çoban’ıdır.”
Martin’in bahsettiği dini uyanış ve hoşgörüsüzlük ortamı da buna eklenince bence iki dönem birleşerek yeni kitaplarda kendini tekrar edecek. Genelde Dans 2 gerçekleşmeden evvel Genç Griff lakaplı Aegon’un Kral Topraklarını ele geçireceğine dair baskın olduğunu düşündüğüm bir görüş var. Bu görüşe sahip okuyucuların bazılarına göre şehrin ele geçirilmesi içeriden alacağı destekle mümkün olacak; o destek de Yeni Yüce Rahipten gelecek. Ben zaten şehrin ele geçirilmesi meselesinde farklı düşünüyorum, biliyorsunuz. Kral Toprakları Sorunsalı videomu hatırlıyorsanız orada Cersei’nin ölmeyeceğini ve kehanetin kendisinin tamamlanmasının da zaten 7. kitaptan önce olamayacağını uzun uzun açıklamıştım. Martin bile Cersei’nin 7. kitaba kadar ölmeyeceğini onayladı.
Yine de genel olarak Aegon’a destek atarlar mı atmazlar mı kısmını sorgulayabiliriz. Bence İnançtan destek bulma şansı biraz düşük. Bunun iki sebebi var; ilki politika ikincisi gene politika. Kafanız karışmasın... mesele şu; öncelikle Yüce Rahip git gide yükselen bir yıldız olarak Kral Topraklarında kendini gösteriyor, göstermeye devam edecek. Yani biz hep haneler arası güç savaşı gördük ama İnanç’ı bunun dışında tuttuk çünkü hatırı sayılır bir etki ve gücü yoktu ama artık var, değil mi? Bir nevi Vatikan gibi güç merkezi haline geleceğini düşündüğüm bu Yüce Rahip, tahta etki sahibi olabilecek kadar güçlenmeyi kafaya koymuş gibi ki zaten iki kraliçeyi avucunun içine almış vaziyette. Cersei ve Tommen temelde hükmetmesi kolay, zayıf figürler... En azından Tommen kesinlikle öyle ve Cersei de kolay maniple edilebildiğini kanıtladı, zaten Cersei de tehlikeli bir durumda yargılanma yüzünden. Genç Kraliçe de adamın elinde, hayatta kalmak ve tacını korumak istiyorsa İnanç ile iş birliği yapmaları gerekir. Şimdi bu Yüce Rahip efendi, ne diye böyle kolay etki altına alınacak birilerini gidip Aegon ile değiştirsin? Aegon’u kontrol altına alabilir, diyebilen olabilir ama yanındaki adamlar buna izin vermez. Kaldı ki Aegon artık Jon Conn’nı bile dinlemez hale geldi, o iş kolay değil yani. Bundan daha önemli sorun ise dişlerini ve pençesini geri almış İnanç, elinden bunu alan bir Targaryen mensubunu neden desteklesin? Gücünü elinden geri alsın diye mi? Aegon tarafı onu Dany ile evlendirmek istiyor, unutmayın. İnanç desteklesin diye 3 ejderha ve en az 30 binlik bir orduyu elinin tersiyle itmesini bekleyemezsiniz. Savaşmayı göze alarak da Dany’i elinin tersi ile itemezler, ikisi savaşacaksa bu, şartların ikisini zorlaması yüzünden olur. Kaldı ki Targaryenlerin tahta çıktığında İnanç’ın gücünü ellerinden almayacaklarının teminatı da yok. Bu adamlar bugün tamam dese, yarın tahta çıkan başka biri tekrar ensest işler, sonra gider İnançtan gücünü geri alır, hele ki ejderhaları da işin içine katarsak iş daha da fena hale geliyor. Ve unutmamak gerekir ki tahta müdahale etmelerine izin vermez ejderhalar. Bu risk büyük ve göze alınacak bir şey değil. Aegon, İnanç için bir şey kazandırmaz, kaybettirir... Lannisterları ve Tyrelleri kontrol etmek daha işinize gelecek daha kazançlı bir iştir.
Bu bahsettiğim sebeplerle İnanç’ın her geçen gün artan gücüyle Targaryenlere karşı olacağını, bilhassa Dans başladığında meydana gelen yıkımın da etkisiyle tepkisinin artacağına inanıyorum. Bakarsınız günün sonunda ejderhaların biri İnanç’ın ayaklandırması yüzünden ölür. Ayrıca eklemek isterim ki Aenys-Maegor dönemindeki Yüce Rahip için bir dönem “Westeros’un Asıl Kralı” denmiştir çünkü diyarın büyük kısmı onu dinliyor, Targaryenlere ayaklanıyordu; Savaşçıların Oğulları ve Fukara Kardeşler, onun adına avam-lord demeden herkes üzerinde baskı kuruyordu. Bu, şimdiki Yüce Rahip için de beklediğim benzer bir güç seviyesidir. Bu sebeple İnanç başkasının tarafından ziyade kendi tarafında olacak gibi geliyor bana.
Fetih dönemine geçelim. Fatih Aegon, Westeros’u fethetmeye karar verdiğinde, yediden fazla krallık vardı ve Diyar, parçalanmış bir halde, birbiri ile savaşıp duruyordu. Haneler birbirine düşman, krallıklar birbirine düşman... birbirlerinden toprak almak için uğraşıp duruyorlardı. Genel olarak herkes güç peşinde koşuyordu. Fatih, üç ejderhası ve kız kardeşleriyle fethetmeye başladı ve Dorne hariç her yeri ele geçirdi. Ejderhaları siyah renkteki Dehşet Balerion’dur. Diğer ejderhalardan daha büyüktü.
Günümüze gelelim. Martin’in açıkladığına göre Fatih’in diyarı fethetmesinin altında yatan sebeplerden biri, kuzeyden gelen tehdidi bildiği için diyarı birleştirme arzusuymuş. Kendisi ayrıca Rüyacı. Bu söylentiler elbette ne ana ne de yan kitaplarda daha hiç yerini almadı, muhtemelen sonraki kitaplarda okuyacağız ama Azor Ahai olması çok muhtemel bir ejderha adayımız var; Daenerys Targaryen. Kırmızı Rahip Moqorro, onun beklenen kahraman olduğu inancı ile yanına gidiyor; Üstat Marwyn de “belki odur” diyerek yanına gidiyor. Daenerys’in şu ana kadar “kurtarıcı” hikayesi ile hareket ettiğini fark etmiş olmalısınız; Essos’taki köle efendilerine savaş açıp, karşılaştığı tüm köleleri özgürleştiriyor ve onlar da onu bu sebeple kurtarıcıları, anneleri ve kraliçeleri kabul ediyor. Bu bahsettiğim iki kişi de onun kafasına kuzey, Ötekiler, Azor Ahai ve kurtarıcı kahraman hikayeleri ile doldurunca zaman içinde Dany’nin kendisinin buna meyledeceğini düşünüyorum ve Westeros’a geldiğinde bir nevi Fatih gibi bir niyetle ayak basacaktır ve onun gözünde Demir Taht’ı ele geçirmek için bir neden daha doğmuş olacak. Bir nevi Stannis ile de paralel aslında; ikisi de Demir Tahtın meşru-yasal varisi olduğunu iddia ediyor, kırmızı rahiplerce etrafı çevrilmiş, Azor Ahai oldukları iddia ediliyor ve Demir Taht’ı almak için saplantılı dereceye gelmiş durumdalar; tahtı ele geçirmenin Diyar’ın Ötekilere karşı savunulması için gerekli olduğu düşüncesine de tutunuyorlar/tutunacaklar diyebiliriz sanırım.
Elbette bu sırada Diyar, aynı Fatih döneminde olduğu gibi, yüksekle ihtimal, parçalanmış olacak. Zaten Jon Snow’un tahta geçmesi ile Kuzey ve Nehir toprakları doğrudan bağımsızlık ilan etmiş olacak; zira iki krallığın da varisiydi. Demir Adalar çoktan bağımsızlığını ilan etti ve Euron’un ana amacının Dany ile evlenmek için Diyarı parçalayarak, ona hediye etmek olduğunu uzun süredir savunuyorum. Bunun için Eskişehir ve Arbor’u ele geçirmesi yeter, Sam’e göre Diyar hızla parçalanacak. Zaten Tommen’ın ölümü ile Lannister-Tyrell ittifakının bozulması ve bir ihtimal Menzil’de baş gösterecek çatışmanın-sorunların neticesinde zaten parça pinçik bir diyar göreceğiz. Dany geldiğinde böyle bir yere ayak basacak. Unutmamak gerekir ki Daenerys, ilk kitap sonlarında kendisini Fatih’in ve Maegor’un kanı olarak ilan etmişti ve Fatih gibi fetihler yapıp, üç şehir ele geçirdi. Tyrion ona “Aegon’un Memeli” hali dedi. Ejderhası, Balerion’un torunu kıvamında siyah ve diğer ejderhalardan daha büyük durumda şu an. Lakin elbette daha evvel savunduğum gibi kendisi ileride 2. Maegor olarak anılmaya başlanacak, daha doğrusu 3. Maegor demek gerekir sanırım çünkü İlk Dans’ta Siyahların Kraliçesi Maegor’un Memeli hali olarak anılmıştı, bu da onu 2. yapar ve Daenerys’in Üçün Çocuğu olduğu için onun da Megor’un Memeli halinin 3.sü yapar. Balerion’u Aegon’dan sonra süren ikinci kişinin Maegor olduğunu unutmayın. Evet Dany’nin Fetih dönemindeki Fatih’e benzer bir havası olabilir ama neticede Fatih’in kendisi de değil ve elbette Maegor’un kendisi de değil.
Ben Daenerys’in biraz da Aenys gibi olduğunu düşünüyorum. Elbette ayrıca kardeşi Maegor gibi. Kral Aenys, eşini, çocuklarını ve tabasını çok seviyordu ve karşılığında da sevilmeyi istiyordu. İnsanlar ona ayaklandığında, tepki gösterdiğinde buna anlam veremedi ve tabiri caizse çocuk gibi küstü. Tercihlerinde inat etti, geri adım atmadı. Sonuç olarak da diyarın dindar kesimini ve İnanç’ı kendin düşman etti ve isyan başladı. Visenya ona “ateş ve kan” ile karşılık vermesini söylediğinde, bunu da yapmadı. Yani ejderhaları kullanmayı reddetti. Haliyle isyanın önünü almayı başaramadı ve durum daha kötüye gitti. İsyan ateşini söndürmek için harekete geçen Maegor oldu. Elbette ilk önce kendisinden önce tahta hak sahibi olan yeğeni Aegon’un tacını aldı ve kendini kral ilan etti. Maegor sertti ve öfkelendiğinde acımasız biriydi, gerçi normal şartlarda da acımasızdı ve inat, onda da olan bir şeydi. Kafasına aldığı darbeden sonra daha sert ve zalim; dengesiz eylemleri olan birine dönüşmeye başladı ve sonunda o da diyarı karşısına aldı. Elbette tüm bunlar bir günde değil, yavaş yavaş oldu. Maegor, Demir Tahtta hükmünü sürerken varis sorunu da yaşıyordu, o kadar eş aldı ama ya hamile kalmadılar ya da düşük yaptı, bazılarının sebebi Pentoslu Tyanne idi; kendisi hem eşi hem de fısıltı başı, örümcekti. Muhtemelen Maegor’un kısırlık sorunu vardı. Hasbelkader son iki eşini hamile bıraktığında da ya büyü ile ya da zehir ile çocuklar bu kadın tarafından öldürüldü. Bu bebeklerin canavarımsı doğduğunu unutmamak gerekir. Maegor daha sonra yeğeni Aegon ile bir taht mücadelesine girişti ve netice olarak ejderhalar havada dans etti ve Taçsız Aegon, Maegor tarafından öldürüldü. Daha sonra bir diğer yeğeni Jaehaerys ayaklandı ve günün sonunda Maegor ya öldürüldü ya da intihar etmiş halde Demir Tahtta bulundu ve yeni kral “arabulucu” lakabıyla tanınan Jaehaerys oldu.
Dany de Essos’taki azatlı kölelerini kendi tebaası olarak görüp çok seviyor ve bence gayet sevilmek de istiyor. İnatçı olduğu bilinen bir şey. Sanırım Targaryenlerin özelliklerinden biri demek doğru olur. Aldığı kararlardan geri adım atmamak için çok direniyor. Meereen’de isyan sesleri başladığında ejderhaları kullanmayı reddetti, hem de o kadar ısrar edilmesine rağmen. Muhtemelen Dany’e sorsak; Meereen için her şeyi yaptığını ama onların isyanlarına anlam veremediğini söyleyecektir, muhtemelen onlar sadece pis köle efendisi olduğu için böyle davranıyordur(!) Meereen’e geri dönüşünün Maegor gibi kan ve ateş ile olacağına şüphemiz yok. Zamanla daha karanlık ve daha zalimleşen bir Dany göreceğiz gibi. Maegor gibi kısırlık sorunu olduğunu, doğan ilk çocuğunun büyü yüzünden canavar şeklinde doğduğunu; hamile kalsa bile düşük yaptığını biliyoruz. Pentoslu bir adam tarafından sözüm ona desteklendiğini biliyoruz ve bana göre maskeli ablamızın uyardığı Parfümlü Kethüda da kendisi, biliyorsunuz. Onun arkadaşı Varys de hem Dans 1’deki Larys Strong konumunda hem de örümcek lakabına sahip. Dany’yi Westeros’ta bekleyen iki yeğeni var; ağabeyi Rhaegar’ın oğulları olan Aegon ve arabuluculuğu ile öne çıkan Jon. Aegon’un sahte olması pek önemli değil, biz etiketine bakıyoruz şimdilik. Mantıken bu ikisi de Dany’den önce tahtta hak sahibi ve sırasıyla ilk Aegon, sonra Jon geliyor. Dany ise, eğer onlar bir çocuk sahibi olmazsa, 3. sırada tahtta hak sahibi; Üçün Çocuğu için uygun bir sayı bence.
Dans 2’nin de ilk aşama Aegon ve Dany arasında gerçekleşeceğine dair neredeyse tüm okurlar mutabık kalmış durumda. Genelde Genç Griff’in Dans 1’deki Aegon konumunda olduğu için- çünkü ismi Aegon - ilk aşama Demir Tahtta oturacağı düşüncesi ortaya atılsa da bunun neden olamayacağını belirttim. Eğer isimlerden yola çıkacak isek az önce bahsettiğim Maegor dönemi ile uyumlu paralel bir başka adayımız da var; Maegor’un ağabeyi Aenys’in büyük oğlu Aegon’un kendisi. Bu prensimiz de ilk aşama ejderhasızdı ama sonra ejderha sürücüsü oldu ve Maegor ile dans etti; aslında gerçekleşen ilk ejderhaların dansı Taçsız Aegon ve Maegor arasındadır. Genç Griff Aegon’un da şu an ejderhası yok ve kendisi aslında – iddia edildiği gibi gerçek Aegon olsaydı – bahsi geçen Aegon’dan bir yaş farkla 18 yaşında. Elbet muhtemelen sahte olduğu için birkaç yaş daha genç, 16 ya da 17 yaşlarında. Yani ya Dany ya da Jon ile yaşıt. Yani yaşlar neredeyse aynı ve Viserion’u sürmesini de bekliyoruz, en azından ben bekliyorum; sonradan ejderha sahibi olacak gözüyle bakıyoruz. Size bilmem ama şimdiki Aegon, bence Maegor’un yeğeni Aegon’ı anımsatıyor, Dans 1’deki Aegon’u değil ki gerçekten Dans’ın Aegon ile isim dışında benzer hiçbir şeyi yok, insan biraz benzer. Bakın Dany nasıl Rae ile benzer noktalara sahip. Dany de yeni bir Maegor gibi Aegon ile dans edip, muhtemelen onu öldürecek. En azından çoğu kişinin beklediği şey bu. Daha sonra ise diğer yeğen kendini gösterecek; Jon Snow. Yahut o dönem sahip olmasını beklediğimiz ismiyle Jon Stark – Targaryen mı diyelim, ne diyelim? Buralara daha sonra geleceğiz elbette.
Blackfyre isyanı...ile devam edelim. Gerçi buna isyan denemez ama Blackfyre-Targaryen savaşı, beklediğimiz bir şey. Neticede Aegon aslında bir Blackfyre gözüyle bakıyoruz ve doğal olarak ikisi de savaştığında bu Blackfyre ve Targaryen savaşına dönüşmüş oluyor. Bu da aslında bence Dans gibi bir aile içi savaşı.
Şimdilik bahsetmek istediğim son benzerlik; Kış Ateşi salgını... Gerçi aynı hastalık olmak zorunda değil ama Dans’ın sonunda bir salgın başlamıştı ve Dul Kraliçe Alicent ile beraber birçoklarını öldüren bir hastalıktı bu. Kral Jaehaerys döneminde de Titreyen hastalık salgını vardı. Bu ayrıca 2. Dany ismini alan prensesi öldüren hastalıktı. Yani salgın, Westeros’ta zaman zaman görünen bir şey. Dahası bu iki hastalık da sert kış dönemlerinde kendini gösterdi, yani sizin anlayacağınız malum kış kapıda iken Westeros’ta başka bir salgın beklemek doğru bir beklenti olabilir, zaten daha evvel ki videolarımda Martin’in buna iması olduğundan bahsetmiştim.
Kim Kimdir? Taraflar Nasıl Ayrılacak?
Dans 2’den bahsederken konuşulması gereken en önde gelen şeylerden biri de ejderhaların dansında cepheleri belirleyen tarafların birbirinden nasıl ayırt edileceğidir. Bilhassa aynı hanenin üyelerinden bahsediyorsak bu ejderhaları ayırt etmek için bir isim kullanmamız şart. İlk Dans’ta taraflara ismini veren; iki kraliçenin bir ziyafette giydiği kıyafetlerin rengiydi. Kraliçe Alicent yeşil giymişken Kraliçe Rhaenyra da siyah giymiştir. Elbette savaş sırasında kullanılan sancaklardaki ejderhaların renkleri farklı olsa da tarihte bu iki cephe için Siyahlar ve Yeşiller denmiştir. Fark edeceğiniz üzere Martin birçok şeyi simge olarak kullanmayı seviyor ve renkler de bunun bir parçası. Sırf saç renginden piç çocukların tespit edildiği bir seriden bahsediyoruz neticede.
Tekrar günümüze gelelim; Ejderhaların Dansı 2 başladığında ilkinde olduğu gibi, tarafları nasıl ayırt etmemiz gerekecek? Nasıl isimlendirilecek? Öyle ya bir ziyafete katılan iki kraliçemiz yok, giydikleri elbiselerle olacak bir iş değil bu. Zaten okuyucuların mutabık olduğu ender görüşlerden biri de Daenerys’in Siyahların temsilcisi olacağıdır. Ne de olsa ilk danstaki kraliçe Siyahların lideriydi. Lakin dikkatinizi çekerse Daenerys’in siyah ile betimlenen pek bir sahnesi yok, yani kıyafetler vb. şeyler olarak hatta aksine Aegon’ın aslında bir Blackfyre olduğunu düşünüyoruz, dahası Jon Snow da Gece Nöbetinin bir parçası olarak siyahlar rengine bürünmüş biri ve ilk kitapta “siyah benim rengim” falan diyordu Robb’a ve rüyalar serimden hatırlıyorsunuz, siyah buzdan zırh bile giydi. Kendisine Kara Piç deniyor. Yani buradan yola çıkarsak Siyahların liderinin Aegon hatta daha fazla betimlemesi olduğu için Jon Snow olması gerekiyor. İlk Dans’ta babasının varisi seçilen kraliçe olduğu için Siyahların “meşru hak sahibi” kişiler olması gerektiğinden yola çıkarsak bile Siyahlara Aegon ve Jon sahip çıkmalı çünkü Rhaegar veliaht prensti ve iki oğlu da doğal olarak onun meşru varisi olarak tahtta hak sahibi kişiler Dany’den önce. Haliyle Dany’e de yeşiller kalıyor. Lakin Dany yeşil de giymiyor, aksine yeşil renk onda bir çeşit uğursuzluğa sebep oluyor. Yani sizin anlayacağını kılık kıyafet ya da unvanlarla- soy isimlerle olacak bir iş gibi durmuyor. Bir türlü oturmayan bir şeyler oluyor.
Bu durumda en akla yatkın şey nedir? Olması gereken şey nedir? Ne olursa kafamıza tamamen oturur?
Olayın ismi ejderhaların dansı; ejderhaların ejderhayla savaşmasını konu ediniyor. Bu durumda elimizde en doğru seçim ejderhalar, onların renkleri. İlk kitaptan beri Daenerys, siyah renkli Dehşet Balerion’u temsil eden siyah renkli Drogon ile daha yumurtada iken bağ kurmuş biri; son kitapta da onun sürücüsü oldu. Yani Daenerys, sürdüğü ejderhanın rengiyle Siyahların lideri olacağını bize göstermiş oldu. Ayrıca Dany için ağabeyi Viserys bir kraldı, isminin üçüncüsü ve Dany’e göre kendisi de onun varisiydi. Evet, bunun resmi hiçbir geçerliliği yok ama Dany yaşayan tek ejderha olduğunu düşündüğü için otomatikman kendini varis konumuna koydu, bu doğaldır. İlk Dansın kraliçesi de Kral II. Viserys’in seçtiği varisiydi.
Bu durumda diğer iki ejderhanın rengi de bize kimin hangi tarafta olacağının göstergesidir. Elimizde Daenerys’in ölen iki ağabeyine ithafen isimlendirdiği iki ejderhamız var. Beyaz-soluk-altın renkleriyle ilk doğan ejderhamız Viserion ve yeşil- bronz renkleriyle Rhaegal.
Rhaegal’ın yeşil rengi bize Yeşiller tarafını simgeliyor ve doğal olarak da bu ejderhayı süren kişi Yeşillerin lideri ve Daenerys’in asıl düşmanı olacak. Neden asıl düşmanı dedim? Çünkü ilk kitaptan beri yeşil rengin Dany için bir çeşit ihanet, ölüm tehdidi, yenilgi, başına bela açma gibi çeşitli uğursuz etkiye sahip olduğunu okuduk. Birkaç tane örnek vermek istiyorum; Drogo’nun yarasına sürülen macun yeşil renkteydi, gerçi macunun zehirli olduğunu iddia eden varsa da ben buna inanmıyorum ama neticede o yaranın ölümcül olacağına ve Drogo’nun ölüme yani yeşile yenileceğine bir vurgu diyebiliriz macun için; malum Dany’nin ejderhasının ismi Drogo’dan geliyordu ve adamın saçları da siyahtı, gözleriyle beraber. Acaba Martin bize siyahların, yeşiller tarafından öldürüleceğinin işaretini ilk kitapta mı vermiş? Ayrıca ejderhanın da yeşil ejderha tarafından öldürüleceğinin? Çok mümkün. Başka yeşil olaylarımız da var; Dany’e ihanet eden ve ileride üç ihanetten biri olacağına inandığım Mormont’un pelerini yeşildir. Dany’e gönderilen akrep yeşildir, Astapor’daki Kraznys Mo yeşil bir tokar giymişti. Asıl Harpiya olduğuna inandığım Yeşil Fazilet. Kasap Kral’ın ona gönderdiği yeşil terlikler ki Astapor’un durumu ve yarattığı sıkıntı ortada Dany için. Ayrıca Dothrak Denizinde Dany’nin hastalanması ve düşük yapması var ki orası gerçek bir deniz değil, yemyeşil otlardan oluşan bir ot denizidir. Dany’yi zehirlemek için zehirli çekirge girişimi var, bildiğiniz üzere – başka türleri de olsa- çekirgelerin ekseriyeti yeşil olarak bilinir. Dany’nin ikinci kocası Hizdarh, bir iki kere yeşil bir cübbe giymişti. En önemlisi ise Dorne ittifakının köküne kibrit çaktığına inandığımız yeşil Rhaegal’ın Prens Quentyn’i öldürmesi var. Yani yeşil, Dany’nin düşmanı... biri yeşil bir şey taşıyorsa, bilin ki Dany’e ileride bela olacaktır. Haliyle Dany’nin asıl düşmanı da Yeşil Ejderha Rhaegal’ın sürücüsü. Selmy bile yeşil ejderhanın beyaz ejderhadan daha tehlikeli olduğunu gösterdiğini, söylemişti.
Elbette elimizde bir de beyaz renkte Viserion var, o atıl vaziyette bir köşede mi duracak? Sürücüsü olmayacak mı? Onu süren ejderha kanı, iki taraftan birini mi destekleyecek ya da ilk dansın aksine 3. bir taraf olarak mı kendini gösterecek?
Bu sorular da bizi doğal olarak bir başka önemli konuya götürüyor. Dans Kimler Arasında Olacak? Lakin videoyu burada sonlandırma vaktimiz geldi. En başta da söylediğim gibi konu uzun, ancak iki videoda anlatmak mümkün. Sonraki videoda dansın kimler arasında olacağı sorusuna cevap aramayla başlayıp devam edeceğiz. İnşallah videoyu beğenmişsinizdir, paylaşmayı ve yorum yapmayı unutmayın. Sonraki hafta görüşmek dileğiyle, Allah’a emanet olun.
İkinci Ejderhaların Dansı - Kısım 2 (Okumak için tıklayın.)
(Yazıyı video olarak dinlemek isterseniz.)
Bu hafta konuşmayı çok sevdiğim bir konuyla karşınızdayım. Targaryen iç çatışmasını konu edinen Ejderhaların Dansı, Ateş ve Kan kitabında tüm ayrıntısı ile gözler önüne serildi.
Bizi ilgilendiren Ejderhaların Dansı, ana serimizde gerçekleşmesini beklediğimiz tarihi bir tekerrür.
Bildiğiniz üzere yaşam, döngüler halinde vuku bulur; bu kısmen doğa yasası gereği kısmen de insanlığın bir türlü ders almamasının – değişmemesinin neticesidir, diyebilirim. Lakin hayatı ironik hale getirdiği de bir gerçek. Martin de ironi sever olduğu için bu döngüyü kullanıyor. Serimizde birbirine paralel karakterler ve olaylar okuyabiliyoruz. Yıllar evvel sorulduğunda Ejderhaların Dansı’nın tekrar edeceğini ve bunun bir kitabın konusu olduğunu açıkladı. Yani yeni bir Targaryen iç çatışması beklemedeyiz.
Zaman Sorunu
Elbette bu okuyucuların aklında şöyle de bir sorun doğurdu; zaman! Ejderhaların dansı olacak ise ejderhalara ihtiyacımız var ve Dany de 7. kitaptan önce kıtaya ayak basmayacak. Altıncı kitapta gelse bile bu en erken kitabın sonlarına doğru olur ve kafadan zaten savaş olmaz. Yani her şekilde bu 2. Dans ancak 7. kitapta gerçekleşecek. Martin’in son iki kitabı büyük hacimli yazmasını beklesek bile kitabın bir hacim sınırı her şekilde var, yayınevleri belli bir hacmin üstüne çıkmasına izin vermiyorlar; misal Buz ve Ateşin Dünyası kitabı, şimdiki halinden daha kalındı ama Martin’e bazı yerleri kırpmasını söylediler ve o da öyle yaptı.
7. kitapta Dans 2 olacak ama ayrıca ilk kitaptan beri beklediğimiz asıl büyük karşılaşma; buz ve ateşin savaşı da son kitapta olacak. Haliyle bu bir zaman sorunu doğuyor. Eğer ilkin Dans olacak ise bu, kısa sürmeli ki adam akıllı bir Şafak savaşı görelim ama sırf dans 2 olsun diye de oldu bittiye getirilmeli bir savaşa gerek yok ve anlamı da yok. İlkin Şafak savaşı olacaksa da bu, Dans 2 için bir noktaya kadar sürüp sonra bitirilip Dans’a geçilmesi gerekiyor demektir ki dizidekine benzer bir saçmalık doğuracaktır ve asıl beklenen ana olayın şafak savaşı olduğu gerçeği hasır altı olacaktır. Yani ne yaparsak yapalım bir sıkıntı var gibi. Martin bunu görüp bundan vazgeçmiş diye düşünebiliriz ama altıncı kitap dahil, kitaplarda bununla ilgili açık işaretler var iken bundan vazgeçmek de bizi kandırmak olur ki Martin, işaret verip de sonra bunu yapmamanın okuyucuyu kandırmak olduğunu söylemişti. Yani vazgeçmiş gibi de görünmüyor.
Bu da doğal olarak benim aklıma; Dans ve Uzun Gece savaşının aynı anda gerçekleşmesi ile sorunun çözüleceği fikrini getiriyor. Özellikle de Martin’in geçmiş söyleşileri bende bu fikri pekiştiriyor. 2014’de şöyle diyordu üç ana olay örgüsünden ikisi için: Tabii ki uzakta olan iki şey var - Sur’un kuzeyindeki şeyler (Ötekiler) ve sonra diğer kıtada ejderhalarıyla Targaryen var - elbette "Buz ve Ateşin Şarkısı" isminin buz ve ateşi... "
Ayrıca taslağı anlattığı mektupta Stark-Lannister savaşıyla beraber bu üç ana olay örgüsünü tehdit olarak belirtmiştir Westeros için.
Serinin isminin Buz ve Ateşin Şarkısı ve bu ikisinin savaş vermesinin temelde ahenk/denge için, insanlık için bir tehdit olduğu unutmayın. Yazar, Frost’un kıyametin buz ve ateşten geldiğini anlatan şiirinden ilham aldı ve yazara “ikisiyle mi yok olacak” diye sorulduğunda gülüp yorum yapmayacağını söyledi ve ekledi; “bütün insanların ölmesi gerektiği doğru”... o halde iki tehdidin aynı anda vuku bulması daha doğru olacak. GRRM, Westeros’taki insanları hırs, güç ve para için Kış Geliyor tehdidini görmezden geldiğini söylüyordu. Haliyle böyle başlayan ve devam eden bu sürecin aynı şekilde sonlanacağını düşünmek çok yanlış olmaz, böylece bir tarafta ejderhalar birbiri ile savaşırken diğer yandan Ötekiler saldırır ve her şey karman çorman bir hale gelir. Martin 6. kitapta işin içinden çıkamadı ise 7. kitapta nasıl çıkacak merak ediyorum.
Elbette Martin kitapları 7 ciltte bitirmekte ısrarcı ise ve bunu yapabiliyorsa. Olur da 8 kitaba çıkaracaksa o halde 7. kitapta rahat rahat dans okuruz, sonra 8. kitapta Ötekileri okuruz ama açıkçası sırf bir Dans için de kitabı 8 cilde çıkaracağını sanmam ama en önemlisi bunu istemem de... Allah bilir ne zaman biter seri, bitmeme tehlikesi de bir hayli yüksek malumdur.
Zaman sorununa ışık tuttuğumuza göre şimdi meseleye giriş yapmaya başlayalım.
Tarihin Tekerrürü ve Oluşan Şartlar
Tarih tekrar ediyor demiştim, bunu sadece Dans’ın kendisinin gerçekleşmesi şeklinde sınırlandırmamak gerektiğini düşünüyorum. Tarihi araştırmaları okurken, bilhassa Anadolu’da ve İslam Coğrafyasında son 1000 senede bu döngünün en az iki kere gerçekleştiğini ve şu an 2. döngünün sonunda olduğumuzu fark ettim. Zira baya benzer ortam ve şartlar var.
Ateş ve Kan’ı okurken de benzer şeyi fark ettim; şimdiki kitaplarda oluşmaya başlayan ortam ve şartların bazısı Targaryen hükmünün başladığın ilk 150 yılındaki bazı ortam ve olaylarla benzerlik gösteriyor. Bu kısımda bunlara değinmek istiyorum. Benzerliklerden yola çıkarak öngöreceklerim illa gerçekleşecek demek değil elbette, sadece benzerlikler dikkatimi çekti ve Martin, kasıtlı yapmış ise benzer olayların ileride gerçekleşmesini görme olasılığına dikkat çekmek istiyorum.
Tabi unutmayalım ki tarihin tekerrür etmesi birebir kopyala yapıştır demek değildir; genel temanın/hatların/şartların benzer olması demektir.
Dini uyanış/ayaklanma potansiyeli ile başlayalım. Martin’e göre Melisandre’nin tetiklediği bir dini hoşgörüsüzlük ortamı Westeros’ta kol gezmeye başladı ve bu dini uyanış devam edecek. Yani Westeros halkı farklı inanç ve dinlere karşı artık eskisi kadar hoş yaklaşım göstermeyecek gibi görünüyor. Bir de unutmamak gerekir ki iki üç senedir süren bir savaş ve yıkım ortamından bahsediyoruz; insanların yaşadığı kayıp ve acılar; bozulan morali ve umutsuzluk hisleri karşısında din, kucaklayıcı ve moral verici bir psikolojik yardım sunar. Haliyle insanların dine eskisinden daha fazla yönelmesi ve hassaslaşması doğaldır, bir de buna Melisandre gibi dinlerine saldırıp, tanrılarını yakıp yıkan bir karşıt/düşman din eklenince, kendini tehdit altında hisseden insanların sayısı çoğalır. Yeni Yüce Rahibin seçilmesi ve halktan bulduğu destek, tam da bunun sonucudur. Bu Yeni Yüce Rahip çok mütevazi giyinen, lüksten uzak duran hatta hırpani bir görüntüsü var diyebileceğimiz bir resim çiziyor. Seküler yaşamı benimsemiş insanlar için çok katı görüşleri olan bir tehdit; dindar inancı tercih etmişler için Yedi Köşeli Yıldızın ve ilahlarının öngördüğü kuralları samimi şekilde takip eden ve uygulayan, zor zamanlarda ortaya çıkarak onları refaha kavuşturacak karizmatik bir lider. Yeni Yüce Rahip çok akıllı ve gözü açık, kurnaz ve korkusuz biri ve de Cersei’yi nasıl parmağında oynatacağını biliyor. Oyuncular ve Piyonlar videomda bahsettiğim gibi kendisini maniple edip yeniden yargılanma ve kılıç kuşanma yetkilerini geri alıyor. Yani İnanç, artık kılıç ve kalkana sahip... bu da onun daha büyük bir güç sahibi olduğunu gösteriyor, haliyle etkisinin de güçlendiğini göreceğiz. Sadece sıradan halk arasında değil, lordlar arasında da dindar haneler var, haliyle etki alanı sadece avam sınıfı olmayacak.
Bu kılıç ve yargılanma yetkisini ellerinden alan kimdi? Yetkileri Targaryenler tarafından ellerinden alındı. Sebep? Zira Targaryenlerin ensest ve çok evlilik geleneklerine tepki göstermiş, bundan vazgeçmelerini tembih etmişlerdi. Aenys ve Maegor dönemindeki yeni rahip bu konuda çok etkili ve dirençliydi. İnanç mensubu halkı ve dindar haneleri etkiledi ve ayaklandırdı ve sonrası malumdur. Bu ayaklanma bastırıldı ve bir daha olmasının önüne geçilmek için de böyle bir önlem alındı, o zamandan beri de 300 senedir İnanç, dişleri ve pençesi sökülmüş halde dolanıyordu, ta ki Cersei onlara dişlerini ve pençelerini geri verene kadar.
Şimdi zamanda biraz daha ileriye gidelim ve ilk Dansa gelelim. Savaşın sonlarına doğru, savaştan bıkmış halkın arasında “inanç” mensubu olduğu iddia edilen ama bir ihtimal ilgisiz alakasız bir hırsız da olabileceği düşünülen Çoban isimli bir adam ortaya çıktı. Avam sınıfında olduğu her halinden belli. Hırpani görüntüsü ve toplulukları etkileme yeteneği ile Kral Topraklarındaki halkı Targaryen ve ejderhalarına karşı ayaklandırdı ve sonra Ejderha Çukurundaki ejderhaları öldürdüler. Dikkatli olanlar nereye varmaya çalıştığımı anlar...
Tekrar günümüze döndüğümüzde bizim yeni Yüce Rahip, bence bu iki dönemdeki rahiplerin birleşimi olarak ortaya çıktı. Avam kokan bu hırpani görünüşlü Yüce Rahip, ayrıca Aenys-Maegor dönemindeki; İnanç’ın kurallarına uyulması konusunda dik duruşuyla öne çıkan korkusuz Yüce Rahibe benziyor. Ayrıca unutmamak lazım ki Yüce Rahiplerin bir diğer ismi de “İnançlıların Çoban’ıdır.”
Martin’in bahsettiği dini uyanış ve hoşgörüsüzlük ortamı da buna eklenince bence iki dönem birleşerek yeni kitaplarda kendini tekrar edecek. Genelde Dans 2 gerçekleşmeden evvel Genç Griff lakaplı Aegon’un Kral Topraklarını ele geçireceğine dair baskın olduğunu düşündüğüm bir görüş var. Bu görüşe sahip okuyucuların bazılarına göre şehrin ele geçirilmesi içeriden alacağı destekle mümkün olacak; o destek de Yeni Yüce Rahipten gelecek. Ben zaten şehrin ele geçirilmesi meselesinde farklı düşünüyorum, biliyorsunuz. Kral Toprakları Sorunsalı videomu hatırlıyorsanız orada Cersei’nin ölmeyeceğini ve kehanetin kendisinin tamamlanmasının da zaten 7. kitaptan önce olamayacağını uzun uzun açıklamıştım. Martin bile Cersei’nin 7. kitaba kadar ölmeyeceğini onayladı.
Yine de genel olarak Aegon’a destek atarlar mı atmazlar mı kısmını sorgulayabiliriz. Bence İnançtan destek bulma şansı biraz düşük. Bunun iki sebebi var; ilki politika ikincisi gene politika. Kafanız karışmasın... mesele şu; öncelikle Yüce Rahip git gide yükselen bir yıldız olarak Kral Topraklarında kendini gösteriyor, göstermeye devam edecek. Yani biz hep haneler arası güç savaşı gördük ama İnanç’ı bunun dışında tuttuk çünkü hatırı sayılır bir etki ve gücü yoktu ama artık var, değil mi? Bir nevi Vatikan gibi güç merkezi haline geleceğini düşündüğüm bu Yüce Rahip, tahta etki sahibi olabilecek kadar güçlenmeyi kafaya koymuş gibi ki zaten iki kraliçeyi avucunun içine almış vaziyette. Cersei ve Tommen temelde hükmetmesi kolay, zayıf figürler... En azından Tommen kesinlikle öyle ve Cersei de kolay maniple edilebildiğini kanıtladı, zaten Cersei de tehlikeli bir durumda yargılanma yüzünden. Genç Kraliçe de adamın elinde, hayatta kalmak ve tacını korumak istiyorsa İnanç ile iş birliği yapmaları gerekir. Şimdi bu Yüce Rahip efendi, ne diye böyle kolay etki altına alınacak birilerini gidip Aegon ile değiştirsin? Aegon’u kontrol altına alabilir, diyebilen olabilir ama yanındaki adamlar buna izin vermez. Kaldı ki Aegon artık Jon Conn’nı bile dinlemez hale geldi, o iş kolay değil yani. Bundan daha önemli sorun ise dişlerini ve pençesini geri almış İnanç, elinden bunu alan bir Targaryen mensubunu neden desteklesin? Gücünü elinden geri alsın diye mi? Aegon tarafı onu Dany ile evlendirmek istiyor, unutmayın. İnanç desteklesin diye 3 ejderha ve en az 30 binlik bir orduyu elinin tersiyle itmesini bekleyemezsiniz. Savaşmayı göze alarak da Dany’i elinin tersi ile itemezler, ikisi savaşacaksa bu, şartların ikisini zorlaması yüzünden olur. Kaldı ki Targaryenlerin tahta çıktığında İnanç’ın gücünü ellerinden almayacaklarının teminatı da yok. Bu adamlar bugün tamam dese, yarın tahta çıkan başka biri tekrar ensest işler, sonra gider İnançtan gücünü geri alır, hele ki ejderhaları da işin içine katarsak iş daha da fena hale geliyor. Ve unutmamak gerekir ki tahta müdahale etmelerine izin vermez ejderhalar. Bu risk büyük ve göze alınacak bir şey değil. Aegon, İnanç için bir şey kazandırmaz, kaybettirir... Lannisterları ve Tyrelleri kontrol etmek daha işinize gelecek daha kazançlı bir iştir.
Bu bahsettiğim sebeplerle İnanç’ın her geçen gün artan gücüyle Targaryenlere karşı olacağını, bilhassa Dans başladığında meydana gelen yıkımın da etkisiyle tepkisinin artacağına inanıyorum. Bakarsınız günün sonunda ejderhaların biri İnanç’ın ayaklandırması yüzünden ölür. Ayrıca eklemek isterim ki Aenys-Maegor dönemindeki Yüce Rahip için bir dönem “Westeros’un Asıl Kralı” denmiştir çünkü diyarın büyük kısmı onu dinliyor, Targaryenlere ayaklanıyordu; Savaşçıların Oğulları ve Fukara Kardeşler, onun adına avam-lord demeden herkes üzerinde baskı kuruyordu. Bu, şimdiki Yüce Rahip için de beklediğim benzer bir güç seviyesidir. Bu sebeple İnanç başkasının tarafından ziyade kendi tarafında olacak gibi geliyor bana.
Fetih dönemine geçelim. Fatih Aegon, Westeros’u fethetmeye karar verdiğinde, yediden fazla krallık vardı ve Diyar, parçalanmış bir halde, birbiri ile savaşıp duruyordu. Haneler birbirine düşman, krallıklar birbirine düşman... birbirlerinden toprak almak için uğraşıp duruyorlardı. Genel olarak herkes güç peşinde koşuyordu. Fatih, üç ejderhası ve kız kardeşleriyle fethetmeye başladı ve Dorne hariç her yeri ele geçirdi. Ejderhaları siyah renkteki Dehşet Balerion’dur. Diğer ejderhalardan daha büyüktü.
Günümüze gelelim. Martin’in açıkladığına göre Fatih’in diyarı fethetmesinin altında yatan sebeplerden biri, kuzeyden gelen tehdidi bildiği için diyarı birleştirme arzusuymuş. Kendisi ayrıca Rüyacı. Bu söylentiler elbette ne ana ne de yan kitaplarda daha hiç yerini almadı, muhtemelen sonraki kitaplarda okuyacağız ama Azor Ahai olması çok muhtemel bir ejderha adayımız var; Daenerys Targaryen. Kırmızı Rahip Moqorro, onun beklenen kahraman olduğu inancı ile yanına gidiyor; Üstat Marwyn de “belki odur” diyerek yanına gidiyor. Daenerys’in şu ana kadar “kurtarıcı” hikayesi ile hareket ettiğini fark etmiş olmalısınız; Essos’taki köle efendilerine savaş açıp, karşılaştığı tüm köleleri özgürleştiriyor ve onlar da onu bu sebeple kurtarıcıları, anneleri ve kraliçeleri kabul ediyor. Bu bahsettiğim iki kişi de onun kafasına kuzey, Ötekiler, Azor Ahai ve kurtarıcı kahraman hikayeleri ile doldurunca zaman içinde Dany’nin kendisinin buna meyledeceğini düşünüyorum ve Westeros’a geldiğinde bir nevi Fatih gibi bir niyetle ayak basacaktır ve onun gözünde Demir Taht’ı ele geçirmek için bir neden daha doğmuş olacak. Bir nevi Stannis ile de paralel aslında; ikisi de Demir Tahtın meşru-yasal varisi olduğunu iddia ediyor, kırmızı rahiplerce etrafı çevrilmiş, Azor Ahai oldukları iddia ediliyor ve Demir Taht’ı almak için saplantılı dereceye gelmiş durumdalar; tahtı ele geçirmenin Diyar’ın Ötekilere karşı savunulması için gerekli olduğu düşüncesine de tutunuyorlar/tutunacaklar diyebiliriz sanırım.
Elbette bu sırada Diyar, aynı Fatih döneminde olduğu gibi, yüksekle ihtimal, parçalanmış olacak. Zaten Jon Snow’un tahta geçmesi ile Kuzey ve Nehir toprakları doğrudan bağımsızlık ilan etmiş olacak; zira iki krallığın da varisiydi. Demir Adalar çoktan bağımsızlığını ilan etti ve Euron’un ana amacının Dany ile evlenmek için Diyarı parçalayarak, ona hediye etmek olduğunu uzun süredir savunuyorum. Bunun için Eskişehir ve Arbor’u ele geçirmesi yeter, Sam’e göre Diyar hızla parçalanacak. Zaten Tommen’ın ölümü ile Lannister-Tyrell ittifakının bozulması ve bir ihtimal Menzil’de baş gösterecek çatışmanın-sorunların neticesinde zaten parça pinçik bir diyar göreceğiz. Dany geldiğinde böyle bir yere ayak basacak. Unutmamak gerekir ki Daenerys, ilk kitap sonlarında kendisini Fatih’in ve Maegor’un kanı olarak ilan etmişti ve Fatih gibi fetihler yapıp, üç şehir ele geçirdi. Tyrion ona “Aegon’un Memeli” hali dedi. Ejderhası, Balerion’un torunu kıvamında siyah ve diğer ejderhalardan daha büyük durumda şu an. Lakin elbette daha evvel savunduğum gibi kendisi ileride 2. Maegor olarak anılmaya başlanacak, daha doğrusu 3. Maegor demek gerekir sanırım çünkü İlk Dans’ta Siyahların Kraliçesi Maegor’un Memeli hali olarak anılmıştı, bu da onu 2. yapar ve Daenerys’in Üçün Çocuğu olduğu için onun da Megor’un Memeli halinin 3.sü yapar. Balerion’u Aegon’dan sonra süren ikinci kişinin Maegor olduğunu unutmayın. Evet Dany’nin Fetih dönemindeki Fatih’e benzer bir havası olabilir ama neticede Fatih’in kendisi de değil ve elbette Maegor’un kendisi de değil.
Ben Daenerys’in biraz da Aenys gibi olduğunu düşünüyorum. Elbette ayrıca kardeşi Maegor gibi. Kral Aenys, eşini, çocuklarını ve tabasını çok seviyordu ve karşılığında da sevilmeyi istiyordu. İnsanlar ona ayaklandığında, tepki gösterdiğinde buna anlam veremedi ve tabiri caizse çocuk gibi küstü. Tercihlerinde inat etti, geri adım atmadı. Sonuç olarak da diyarın dindar kesimini ve İnanç’ı kendin düşman etti ve isyan başladı. Visenya ona “ateş ve kan” ile karşılık vermesini söylediğinde, bunu da yapmadı. Yani ejderhaları kullanmayı reddetti. Haliyle isyanın önünü almayı başaramadı ve durum daha kötüye gitti. İsyan ateşini söndürmek için harekete geçen Maegor oldu. Elbette ilk önce kendisinden önce tahta hak sahibi olan yeğeni Aegon’un tacını aldı ve kendini kral ilan etti. Maegor sertti ve öfkelendiğinde acımasız biriydi, gerçi normal şartlarda da acımasızdı ve inat, onda da olan bir şeydi. Kafasına aldığı darbeden sonra daha sert ve zalim; dengesiz eylemleri olan birine dönüşmeye başladı ve sonunda o da diyarı karşısına aldı. Elbette tüm bunlar bir günde değil, yavaş yavaş oldu. Maegor, Demir Tahtta hükmünü sürerken varis sorunu da yaşıyordu, o kadar eş aldı ama ya hamile kalmadılar ya da düşük yaptı, bazılarının sebebi Pentoslu Tyanne idi; kendisi hem eşi hem de fısıltı başı, örümcekti. Muhtemelen Maegor’un kısırlık sorunu vardı. Hasbelkader son iki eşini hamile bıraktığında da ya büyü ile ya da zehir ile çocuklar bu kadın tarafından öldürüldü. Bu bebeklerin canavarımsı doğduğunu unutmamak gerekir. Maegor daha sonra yeğeni Aegon ile bir taht mücadelesine girişti ve netice olarak ejderhalar havada dans etti ve Taçsız Aegon, Maegor tarafından öldürüldü. Daha sonra bir diğer yeğeni Jaehaerys ayaklandı ve günün sonunda Maegor ya öldürüldü ya da intihar etmiş halde Demir Tahtta bulundu ve yeni kral “arabulucu” lakabıyla tanınan Jaehaerys oldu.
Dany de Essos’taki azatlı kölelerini kendi tebaası olarak görüp çok seviyor ve bence gayet sevilmek de istiyor. İnatçı olduğu bilinen bir şey. Sanırım Targaryenlerin özelliklerinden biri demek doğru olur. Aldığı kararlardan geri adım atmamak için çok direniyor. Meereen’de isyan sesleri başladığında ejderhaları kullanmayı reddetti, hem de o kadar ısrar edilmesine rağmen. Muhtemelen Dany’e sorsak; Meereen için her şeyi yaptığını ama onların isyanlarına anlam veremediğini söyleyecektir, muhtemelen onlar sadece pis köle efendisi olduğu için böyle davranıyordur(!) Meereen’e geri dönüşünün Maegor gibi kan ve ateş ile olacağına şüphemiz yok. Zamanla daha karanlık ve daha zalimleşen bir Dany göreceğiz gibi. Maegor gibi kısırlık sorunu olduğunu, doğan ilk çocuğunun büyü yüzünden canavar şeklinde doğduğunu; hamile kalsa bile düşük yaptığını biliyoruz. Pentoslu bir adam tarafından sözüm ona desteklendiğini biliyoruz ve bana göre maskeli ablamızın uyardığı Parfümlü Kethüda da kendisi, biliyorsunuz. Onun arkadaşı Varys de hem Dans 1’deki Larys Strong konumunda hem de örümcek lakabına sahip. Dany’yi Westeros’ta bekleyen iki yeğeni var; ağabeyi Rhaegar’ın oğulları olan Aegon ve arabuluculuğu ile öne çıkan Jon. Aegon’un sahte olması pek önemli değil, biz etiketine bakıyoruz şimdilik. Mantıken bu ikisi de Dany’den önce tahtta hak sahibi ve sırasıyla ilk Aegon, sonra Jon geliyor. Dany ise, eğer onlar bir çocuk sahibi olmazsa, 3. sırada tahtta hak sahibi; Üçün Çocuğu için uygun bir sayı bence.
Dans 2’nin de ilk aşama Aegon ve Dany arasında gerçekleşeceğine dair neredeyse tüm okurlar mutabık kalmış durumda. Genelde Genç Griff’in Dans 1’deki Aegon konumunda olduğu için- çünkü ismi Aegon - ilk aşama Demir Tahtta oturacağı düşüncesi ortaya atılsa da bunun neden olamayacağını belirttim. Eğer isimlerden yola çıkacak isek az önce bahsettiğim Maegor dönemi ile uyumlu paralel bir başka adayımız da var; Maegor’un ağabeyi Aenys’in büyük oğlu Aegon’un kendisi. Bu prensimiz de ilk aşama ejderhasızdı ama sonra ejderha sürücüsü oldu ve Maegor ile dans etti; aslında gerçekleşen ilk ejderhaların dansı Taçsız Aegon ve Maegor arasındadır. Genç Griff Aegon’un da şu an ejderhası yok ve kendisi aslında – iddia edildiği gibi gerçek Aegon olsaydı – bahsi geçen Aegon’dan bir yaş farkla 18 yaşında. Elbet muhtemelen sahte olduğu için birkaç yaş daha genç, 16 ya da 17 yaşlarında. Yani ya Dany ya da Jon ile yaşıt. Yani yaşlar neredeyse aynı ve Viserion’u sürmesini de bekliyoruz, en azından ben bekliyorum; sonradan ejderha sahibi olacak gözüyle bakıyoruz. Size bilmem ama şimdiki Aegon, bence Maegor’un yeğeni Aegon’ı anımsatıyor, Dans 1’deki Aegon’u değil ki gerçekten Dans’ın Aegon ile isim dışında benzer hiçbir şeyi yok, insan biraz benzer. Bakın Dany nasıl Rae ile benzer noktalara sahip. Dany de yeni bir Maegor gibi Aegon ile dans edip, muhtemelen onu öldürecek. En azından çoğu kişinin beklediği şey bu. Daha sonra ise diğer yeğen kendini gösterecek; Jon Snow. Yahut o dönem sahip olmasını beklediğimiz ismiyle Jon Stark – Targaryen mı diyelim, ne diyelim? Buralara daha sonra geleceğiz elbette.
Blackfyre isyanı...ile devam edelim. Gerçi buna isyan denemez ama Blackfyre-Targaryen savaşı, beklediğimiz bir şey. Neticede Aegon aslında bir Blackfyre gözüyle bakıyoruz ve doğal olarak ikisi de savaştığında bu Blackfyre ve Targaryen savaşına dönüşmüş oluyor. Bu da aslında bence Dans gibi bir aile içi savaşı.
Şimdilik bahsetmek istediğim son benzerlik; Kış Ateşi salgını... Gerçi aynı hastalık olmak zorunda değil ama Dans’ın sonunda bir salgın başlamıştı ve Dul Kraliçe Alicent ile beraber birçoklarını öldüren bir hastalıktı bu. Kral Jaehaerys döneminde de Titreyen hastalık salgını vardı. Bu ayrıca 2. Dany ismini alan prensesi öldüren hastalıktı. Yani salgın, Westeros’ta zaman zaman görünen bir şey. Dahası bu iki hastalık da sert kış dönemlerinde kendini gösterdi, yani sizin anlayacağınız malum kış kapıda iken Westeros’ta başka bir salgın beklemek doğru bir beklenti olabilir, zaten daha evvel ki videolarımda Martin’in buna iması olduğundan bahsetmiştim.
Kim Kimdir? Taraflar Nasıl Ayrılacak?
Dans 2’den bahsederken konuşulması gereken en önde gelen şeylerden biri de ejderhaların dansında cepheleri belirleyen tarafların birbirinden nasıl ayırt edileceğidir. Bilhassa aynı hanenin üyelerinden bahsediyorsak bu ejderhaları ayırt etmek için bir isim kullanmamız şart. İlk Dans’ta taraflara ismini veren; iki kraliçenin bir ziyafette giydiği kıyafetlerin rengiydi. Kraliçe Alicent yeşil giymişken Kraliçe Rhaenyra da siyah giymiştir. Elbette savaş sırasında kullanılan sancaklardaki ejderhaların renkleri farklı olsa da tarihte bu iki cephe için Siyahlar ve Yeşiller denmiştir. Fark edeceğiniz üzere Martin birçok şeyi simge olarak kullanmayı seviyor ve renkler de bunun bir parçası. Sırf saç renginden piç çocukların tespit edildiği bir seriden bahsediyoruz neticede.
Tekrar günümüze gelelim; Ejderhaların Dansı 2 başladığında ilkinde olduğu gibi, tarafları nasıl ayırt etmemiz gerekecek? Nasıl isimlendirilecek? Öyle ya bir ziyafete katılan iki kraliçemiz yok, giydikleri elbiselerle olacak bir iş değil bu. Zaten okuyucuların mutabık olduğu ender görüşlerden biri de Daenerys’in Siyahların temsilcisi olacağıdır. Ne de olsa ilk danstaki kraliçe Siyahların lideriydi. Lakin dikkatinizi çekerse Daenerys’in siyah ile betimlenen pek bir sahnesi yok, yani kıyafetler vb. şeyler olarak hatta aksine Aegon’ın aslında bir Blackfyre olduğunu düşünüyoruz, dahası Jon Snow da Gece Nöbetinin bir parçası olarak siyahlar rengine bürünmüş biri ve ilk kitapta “siyah benim rengim” falan diyordu Robb’a ve rüyalar serimden hatırlıyorsunuz, siyah buzdan zırh bile giydi. Kendisine Kara Piç deniyor. Yani buradan yola çıkarsak Siyahların liderinin Aegon hatta daha fazla betimlemesi olduğu için Jon Snow olması gerekiyor. İlk Dans’ta babasının varisi seçilen kraliçe olduğu için Siyahların “meşru hak sahibi” kişiler olması gerektiğinden yola çıkarsak bile Siyahlara Aegon ve Jon sahip çıkmalı çünkü Rhaegar veliaht prensti ve iki oğlu da doğal olarak onun meşru varisi olarak tahtta hak sahibi kişiler Dany’den önce. Haliyle Dany’e de yeşiller kalıyor. Lakin Dany yeşil de giymiyor, aksine yeşil renk onda bir çeşit uğursuzluğa sebep oluyor. Yani sizin anlayacağını kılık kıyafet ya da unvanlarla- soy isimlerle olacak bir iş gibi durmuyor. Bir türlü oturmayan bir şeyler oluyor.
Bu durumda en akla yatkın şey nedir? Olması gereken şey nedir? Ne olursa kafamıza tamamen oturur?
Olayın ismi ejderhaların dansı; ejderhaların ejderhayla savaşmasını konu ediniyor. Bu durumda elimizde en doğru seçim ejderhalar, onların renkleri. İlk kitaptan beri Daenerys, siyah renkli Dehşet Balerion’u temsil eden siyah renkli Drogon ile daha yumurtada iken bağ kurmuş biri; son kitapta da onun sürücüsü oldu. Yani Daenerys, sürdüğü ejderhanın rengiyle Siyahların lideri olacağını bize göstermiş oldu. Ayrıca Dany için ağabeyi Viserys bir kraldı, isminin üçüncüsü ve Dany’e göre kendisi de onun varisiydi. Evet, bunun resmi hiçbir geçerliliği yok ama Dany yaşayan tek ejderha olduğunu düşündüğü için otomatikman kendini varis konumuna koydu, bu doğaldır. İlk Dansın kraliçesi de Kral II. Viserys’in seçtiği varisiydi.
Bu durumda diğer iki ejderhanın rengi de bize kimin hangi tarafta olacağının göstergesidir. Elimizde Daenerys’in ölen iki ağabeyine ithafen isimlendirdiği iki ejderhamız var. Beyaz-soluk-altın renkleriyle ilk doğan ejderhamız Viserion ve yeşil- bronz renkleriyle Rhaegal.
Rhaegal’ın yeşil rengi bize Yeşiller tarafını simgeliyor ve doğal olarak da bu ejderhayı süren kişi Yeşillerin lideri ve Daenerys’in asıl düşmanı olacak. Neden asıl düşmanı dedim? Çünkü ilk kitaptan beri yeşil rengin Dany için bir çeşit ihanet, ölüm tehdidi, yenilgi, başına bela açma gibi çeşitli uğursuz etkiye sahip olduğunu okuduk. Birkaç tane örnek vermek istiyorum; Drogo’nun yarasına sürülen macun yeşil renkteydi, gerçi macunun zehirli olduğunu iddia eden varsa da ben buna inanmıyorum ama neticede o yaranın ölümcül olacağına ve Drogo’nun ölüme yani yeşile yenileceğine bir vurgu diyebiliriz macun için; malum Dany’nin ejderhasının ismi Drogo’dan geliyordu ve adamın saçları da siyahtı, gözleriyle beraber. Acaba Martin bize siyahların, yeşiller tarafından öldürüleceğinin işaretini ilk kitapta mı vermiş? Ayrıca ejderhanın da yeşil ejderha tarafından öldürüleceğinin? Çok mümkün. Başka yeşil olaylarımız da var; Dany’e ihanet eden ve ileride üç ihanetten biri olacağına inandığım Mormont’un pelerini yeşildir. Dany’e gönderilen akrep yeşildir, Astapor’daki Kraznys Mo yeşil bir tokar giymişti. Asıl Harpiya olduğuna inandığım Yeşil Fazilet. Kasap Kral’ın ona gönderdiği yeşil terlikler ki Astapor’un durumu ve yarattığı sıkıntı ortada Dany için. Ayrıca Dothrak Denizinde Dany’nin hastalanması ve düşük yapması var ki orası gerçek bir deniz değil, yemyeşil otlardan oluşan bir ot denizidir. Dany’yi zehirlemek için zehirli çekirge girişimi var, bildiğiniz üzere – başka türleri de olsa- çekirgelerin ekseriyeti yeşil olarak bilinir. Dany’nin ikinci kocası Hizdarh, bir iki kere yeşil bir cübbe giymişti. En önemlisi ise Dorne ittifakının köküne kibrit çaktığına inandığımız yeşil Rhaegal’ın Prens Quentyn’i öldürmesi var. Yani yeşil, Dany’nin düşmanı... biri yeşil bir şey taşıyorsa, bilin ki Dany’e ileride bela olacaktır. Haliyle Dany’nin asıl düşmanı da Yeşil Ejderha Rhaegal’ın sürücüsü. Selmy bile yeşil ejderhanın beyaz ejderhadan daha tehlikeli olduğunu gösterdiğini, söylemişti.
Elbette elimizde bir de beyaz renkte Viserion var, o atıl vaziyette bir köşede mi duracak? Sürücüsü olmayacak mı? Onu süren ejderha kanı, iki taraftan birini mi destekleyecek ya da ilk dansın aksine 3. bir taraf olarak mı kendini gösterecek?
Bu sorular da bizi doğal olarak bir başka önemli konuya götürüyor. Dans Kimler Arasında Olacak? Lakin videoyu burada sonlandırma vaktimiz geldi. En başta da söylediğim gibi konu uzun, ancak iki videoda anlatmak mümkün. Sonraki videoda dansın kimler arasında olacağı sorusuna cevap aramayla başlayıp devam edeceğiz. İnşallah videoyu beğenmişsinizdir, paylaşmayı ve yorum yapmayı unutmayın. Sonraki hafta görüşmek dileğiyle, Allah’a emanet olun.
İkinci Ejderhaların Dansı - Kısım 2 (Okumak için tıklayın.)
(Yazıyı video olarak dinlemek isterseniz.)